6. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nden: Kader Çetintaş ve Biket İlhan ile Filmleri Üzerine

6. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali devam ediyor. Festival konuklarından yönetmen Kader Çetintaş ve Biket İlhan ile seyirciyle buluşan belgesellerini konuştuk.

9 Mart 2023
Biket İlhan-Kader Çetintaş

6. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali devam ediyor. Festival konuklarından yönetmen Kader Çetintaş ve Biket İlhan ile seyirciyle buluşan belgesellerini konuştuk. 

6. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Kadın Yönetmenler Derneği tarafından 12 Mart’a kadar sürecek festivalde elli altı film dünya prömiyerini, yetmiş film ise Türkiye prömiyerini yapacak. Festival gösterimleri, Fransız Kültür Merkezi ve İzmir Sanat’ta gerçekleşiyor. Bununla birlikte yetmiş film de festivalin internet sitesinden çevrimiçi olarak izlenime açık. 

Kader Çetintaş’ın “Obanın Kadınları” ve Biket İlhan’ın “Bir Hekimin Anıları” adlı belgesel  filmler, Festivale konuk olan filmler arasında. “Obanın Kadınları”nda,  yönetmen Kader Çetintaş, Dersim’de yaylaya çıkan Şavaklı kadınların hikayesini izleyiciler ile buluştururken Biket  İlhan, “Bir Hekimin Anıları”nda ülkemiz tıp tarihinin öncü isimlerinden Besim Ömer Paşa'nın hayatını anlatıyor. Kader Çetintaş ve Biket İlhan, çalışmalarını ve çalışmalarına konu olan  etkileyici hikayeleri İzmir.Art ile paylaştılar. 

"Bir Hekimin Anıları" adlı belgeselde Besim Ömer Paşa'yı Bahtiyar Engin canlandırıyor.

Besim Ömer Paşa’nın Anıları

İzmir.Art: Doktor Besim Ömer Paşa’yı anlatmaya nasıl karar verdiniz?

Biket İlhan: “Bir Hekimin Anıları”, Türkiye tıp tarihinin öncü isimlerinden Besim Ömer Paşa'nın hayatını anlatıyor. Paşa çok önemli biri... Paşa’yı iki sene önce yaptığım "Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi" belgeselini çekerken tanıdım. 1800’lerin sonundan Cumhuriyet’in ilk yıllarına 1940’a kadar yaşamış; hayatını tıbba ve kadınların sorunlarının çözülmesi için adamış bir doktor. Hilal-i Ahmer, yani Kızılay, onun şemsiyesi altında kadınlar tarafından kurulmuş bir cemiyet. Kurucuları arasında Fatma Aliye, Halide Edip Adıvar ve İhsan Raif gibi daha bir çok isim yer alıyor. Besim Ömer Paşa, Kızılay’ın gelişimi için yurt dışındaki toplantılara Osmanlıyı temsilen katılmış biri. 

Besim Ömer Akalın

İzmir.Art: Belgeselinizde de görüldüğü gibi Doktor Besim Ömer Paşa, kadınların ebe ve hekim olarak yetişmesi için epey mücadele etmiş biri…

Biket İlhan: Besim Ömer Paşa, varlıklı bir aileden geliyor; evlerinde çalışan kadınlar büyütüyor onu. Bu kadınların evlerde, yetkin olmayan ebelerin kontrolünde doğum yaparken yaşadıkları acılara tanık olmuş, bu yüzden tıbbi tahsilini kadın doğum ve çocuk sağlığı üzerine yapmış. Osmanlı’da tıbbın ilk modernleşme adımlarını atan bir isim. Tabii o dönem bunları yapmak kolay olmamış; Kadınların evlerde, yetkin olmayan ebelerce, hurafelerle doğum yapmasını engellemek adına doğum kliniklerinin açılmasını istemiş. II. Abdülhamit, bu isteklere sıcak baksa da halkın buna hazır olmadığını düşünerek bu talepleri sürüncemede bırakmış. Kendi inisiyatifiyle açtığı klinik erkekler tarafından taşlanmış. Tüm bu yaşananlara rağmen Doktor Besim Ömer Paşa vazgeçmemiş. Doğumhaneler kurmuş; ebeler yetiştirmiş, kadınların hekim olmalarını sağlamış. 

“Titanik’ten Şans Eseri Kurtuldu” 

İzmir.Art: Besim Ömer Paşa’nın Titanik faciasından şans eseri kurtulduğu biliniyor. Hikâyeyi sizden dinleyebilir miyiz? 

Biket İlhan: Kızılhaç görüşmeleri için Fransa'ya gidiyor. Oradan İngiltere'ye geçecek, Southampton Limanı'na. Oradan da Amerika'ya gidecek. Limana vardığında yoğun sis nedeniyle geminin kalkmayacağını öğreniyor. Paris'e geri dönüp başka yollar arıyor. Birkaç gün sonra da buz dağına çarparak batan Titanik'in haberini alıyor. Büyük bir faciadan kurtuluyor. Besim Ömer Paşa, Cumhuriyet’in ilanın ardından soyadı kanunuyla Akalın soy ismini alıyor. Modern tıbbın ülkede gelişmesi ve kadınların hekimlikte eşit temsili için verdiği mücadelelerden ciddi uğraşlarla çıkıyor. Kliniklerini taşlayan halk, 19 Mart 1940’ta Akalın’ın ölüm haberini aldığında yasını tutuyor. Cenazesini kalabalıklar kaldırıyor. 

Pandemiyle birlikte sağlık çalışanlarının, hekimlerin kıymetini bir kez daha gördük. Canhıraş çalıştılar. Bu belgeselle başta Doktor Besim Ömer Paşa’ya ve tüm sağlık çalışanlarına selam durmak istedim. 

Obanın Kadınlarının Görülmeyen Emeği: Şavaklı Kadınların Öyküsü

İzmir.Art: Şavaklı kadınların hikayeleriyle nasıl kesişti yolunuz?

Kader Çetintaş: Ben Mersin Üniversitesi Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü mezunuyum ve çalışma alanım belgesel sinema. Ayrıca kadın çalışmaları üzerine yüksek lisans yapıyorum. Obanın Kadınları’nın hikâyesi aslında bana dair. Benim annem, yakınlarım, komşularımız… Biz de hayvancılık yapıyoruz. Annemin üzerinden tüm kadınların hikâyesini anlatmak istedim. Belgesel Dersim’de yaylaya çıkan Şavaklı Kadınları anlatıyor. Bu kadınların daha çok görünmeyen emeğini merkeze alıyor. Bununla birlikte emeğin hiçbir karşılığının olmaması, kadının adının olmaması üzerine geçen bir belgesel. 

Şavaklılar, kışları köyde, yazları yaylada hayvancılık yapıyorlar. Obadaki kadınlar, hayvanların bakımından, onlardan elde edilen süt, peynir gibi ürünlerin üretiminden tüm bunların yanı sıra günlük ev işleri, çocuk bakımı vb. işlerden sorumlular. Erkekler hayvanları otlatmak dışında peki bir işi yapmıyorlar, kadınların yardım talepleri ise çoğunlukla karşılıksız kalıyor. 

İzmir.Art: Yayla yaşamı, o bölgenin önemli bir kültürü. Bölgede pek çok farklı dil de yaşıyor. Kadınlar kendilerini anlatırken, ait oldukları kimlikleri nasıl yansıttılar? 

Kader Çetintaş: Kadınlar umutsuz değiller, hata çok devrimciler. Kendi yaşadıkları, dayatılan yaşamlara dair söyledikleri cümleleri bizler şehirlerde kuramıyoruz. Köyden ovaya, ovadan şehre kültürü ve dili taşıyan kadındır. Kendilerine dair en yükseldikleri anda anadillerinde konuşuyorlar. Dediğim gibi hiç umutsuz değiller; ancak kendilerini yalnız hissediyorlar. Bu yüzden kentlerde mücadele veren kadınlara kendilerini unutmamaları için çağrı yapıyorlar. 

İzmir.Art: Belgeselde dağ köylerini, yaylaları, uçsuz bucaksız ovaları seyrediyoruz. Coğrafya, çekim yaparken sizin için engel oldu mu?

Kader Çetintaş: Coğrafyayı ve insanları tanıdığım için hiç zorlanmadım. Maddi koşullarım ekipman almaya elverişli olmadığı için telefonla çektim, yukarıdan çekilmesi gereken görüntüler için borçlanarak dron aldım. Bu belgeseli çektiğim için çok mutluyum. Benim için de bir nefese, umuda dönüştü. Bunun için belgeselin kendisine minnettarım. 

 

Festivalde Bugün:

SHIRIN EBADI: UNTIL WE FREE: 15. 30/ İzmir Sanat

Tıme IS ETERNAL: 18.00/ İzmir Sanat

NARPERİ’NİN BİLEZİĞİ: 18.00/ İzmir Sanat

FEMALE MINERS: 18.00/ Fransız Kültür Merkezi 

 

Haber/Röportaj: Sevda AYDIN / İZMİR.ART