İzmir Atatürk Lisesi’nin öğrencileri, cumhuriyetin 100’üncü yılı vesilesiyle sergiledikleri vals gösterisi ile büyük ilgi gördü. Kentte geleneksel hale getirdikleri Cumhuriyet Balosu’nu Eğitmen Ahu Acar, öğrencilerden Toprak Koçanoğlu ve Yağmur Gürleyen anlattı. 

Müslüman erkeklerin ve kadınların katıldığı ilk balo, Mustafa Kemal’in katılımıyla 9 Eylül 1925’te İzmir’de düzenlendi. Balolarda sergilenmek istenen vals, tango ve çarliston gibi dansların öğrenilmesi için memleketin genelinde dans kursları açıldı. Başlarda kadın ve erkeğin birlikte dans etmesine bazı kesimler karşı çıksa da alınan resmi kararlarla bu tepkiler aşıldı. O tarihten bu yana 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, danslarla kutlanmaya devam ediyor. Cumhuriyet Baloları pek çok kurum tarafından düzenleniyor. Bu kurumlardan biri de İzmir Atatürk Lisesi oldu. İzmir Atatürk Lisesi’nin öğrencileri, geleneksel hale getirdikleri Cumhuriyet Balosu’nu bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına ithafen sergiledi. Kentte büyük ilgi gören vals gösterisini, Eğitmen Ahu Acar, öğrencilerden Toprak Koçanoğlu ve Yağmur Gürleyen İzmir.Art okurları için anlattı.

Ahu Acar ve vals öğrencileri

‘Mustafa Kemal’in başlattığı geleneği devam ettirdiğimiz için çok heyecanlıyız.’

İzmir.Art: Cumhuriyetin Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutluyoruz. Sizler de bu vesileyle özel bir gösteri düzenlediniz. Nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz? Gösteri günü neler hissettiniz?
Ahu Acar: Son gösterimizde 464 kişi sahneye çıktı. Her okulda büyük keyifle çalıştım. Okul yönetimlerinde bulunan pek çok eğitimcinin ufkunun açık olması da bizim çalışmamızın niteliğinin güçlenmesi bakımından önemliydi. Atatürk Lisesi Müdür Yardımcımız Sayın Bora Cangüloğlu'na tekrar teşekkür ediyoruz... Zaman zaman kimi idarecilerle sorunlar yaşasak da, son gösterimizin de kentteki etkisi gösteriyor ki başarılı olabilmişiz. Medyadan da bu anlamda güzel tepkiler gördük. Bu yıl aslında hem var olan geleneği sürdürmek hem de 100. Yıl için daha etkili bir gösteri sunmayı amaçladık. Gerek kostüm, gerek aksesuar ve verilen büyük emekle ortaya çok güzel bir gösteri çıktı. 
Toprak Koçanoğlu: Çok özel hissettik kendimizi. Çünkü vals, cumhuriyetin Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel bir gösteri olmasıyla birlikte Mustafa Kemal’in 1926’da başlattığı bir geleneğin devamı olduğu için daha güzel hissettik. 1926’da bir Cumhuriyet Balosu olarak başlatılan bu geleneği, her yıl okulumuzda sürdürüyoruz. O gün gösteriden sonra çok güzel tepkiler aldık, cumhuriyetin halk tarafından nasıl sahiplenildiğini iliklerimizde hissettik. 

Yağmur Gürleyen: Vals gösterisini hazırlamaya başladığımız günden beri Cumhuriyet’in 100’üncü yılında sahne alacak olmanın gururunu yaşıyorduk. Gösteri esnasında öyle büyük bir coşkuyla karşılaştık ki hayatım boyunca o anı unutmayacağım. Kentteki cumhuriyet coşkusuna Mustafa Kemal’in 1925’te başlattığı geleneği devam ettirerek katıldığımız için hala çok heyecanlıyız. 
Toprak Koçanoğlu: Biz aynı zamanda okulun tiyatro ekibindeydik, yani sahnede olmaya alışmıştık. Daha önce tiyatro ya da dans gösterisinde olmayan arkadaşlarımızla en çok hazırlık aşamasında tanıştık. Vals provalarında da hocalarımızın özeni ve dayanışmasıyla çok güzel bir gösteri çıkarabildik. 
Yağmur Gürleyen: Ailelerimiz ve öğretmenlerimiz de bu süreçte çok büyük destek oldular. Bu yıl bizim için aynı zamanda bol bol sınavlara girdiğimiz bir dönem. Sınavlara hazırlanırken özellikle sanattan ve sosyalleşmekten uzak kalmak zorunda kalıyoruz, bu durum pek çoğumuzu robot gibi hissettiriyor. Bu yüzden de vals gösterisi hepimize yeni bir nefes oldu. 

‘İzmir'de bir gelenek haline geldi.’

İzmir.Art: Öğrencileri vals ile buluşturarak, genç yaşlarında müzik ve dansla ilişkilendirmek önemli bir çaba. Sanatın gençlerle buluşmasını önemsiyorsunuz. Biraz başa dönersek nasıl bir ihtiyaçtan yola çıkıldı?

Ahu Acar: Milli Eğitim Bakanlığı’nda 27. Yılını çalışan bir müzik öğretmeniyim. 1996 yılında Ege Üniversitesi Devlet Konservatuarı, 2000 yılında Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Bale Ana Sanat Dalı Koreoloji Bölümü yüksek lisansımı tamamladım. 1996-1998 yılları arasında Bolu'da, 1998-2004 yılları arasında Ankara'da öğretmen olarak görev yaptım. 2004-2005 eğitim-öğretim yılında memleketim İzmir'e tayin oldum. Ankara sanatsal anlamda yoğun bir kent. İzmir’e geri geldiğimde, en zengin kültürel aktivite halk oyunlarıydı. Halk oyunları ve Dans Federasyonları kurulduktan sonra tüm Türkiye'de aktiviteler daha zengin bir hale geldi. Türkiye Dans Sporları Federasyonu, Sportif, Sosyal Latin ve Modern Contemporary branşlarında teknik kurullarda görevliyim. İzmir'de Atatürk Lisesi, İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi, İzmir Kız Lisesi, 60. Yıl Anadolu Lisesi ve İzmir Konak Anadolu Liseleri’nde vals dersleri eğitimi verdim. İlk Cumhuriyet Balosu İzmir Kız Lisesi’nde gerçekleşti, okul yönetimi de büyük destek verdi. Daha sonra bahsettiğim gibi diğer okullardan davetler geldikçe çalışmalar büyüdü ve İzmir'de sayemde bir gelenek haline geldi diyorum keyifle, tevazu göstererek...

İlk topluluklar 12 -16 kişiden oluşuyordu. Öğrencilerim daha önce dansla ilgili bir iştigalleri olmadığı için provalarda çekimser kalıyorlardı. Onlara hayatın sadece eğitim sisteminin sınav çizelgelerinden ibaret olmadığını niteleyen, sosyal hayatla tanışmalarını istedim. Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nda 3. Kademe antrenörüm aynı zamanda, profesyonel olarak yarışmacı sporcular yetiştiriyorum 13 yıldır... Federasyon kurulduğundan bu yana dansla hep iştirak halindeyim. İşleyişimiz bir koltukta oturup bir şeyler yapmak değil, gençleri hayata daha nitelikli hazırlamaya çalışmak. Yaptığımız sunumlar çok beğenildi ve öğrencilerin sayıları artarak çoğaldı.

‘Çocuklarımıza sanat dokunmalı.’

İzmir Atatürk Lisesi tarafından düzenlenen cumhuriyet balolarının kentte bir gelenek oluşturması hususunda şehirdeki diğer okullar için bir emsal teşkil ettiğini düşünüyor musunuz?

Ahu Acar: Son yıllarda dans ve genel olarak sanatsal etkinlikler, çok onay görmese de, bizler inatla çocuklarımıza bunu aşılamaya çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki sanatın dokunduğu çocuklar, yarın kuracakları geleceğe aynı nitelikle dokunacaklar... Bu hafta Makedonya Üsküp kentinde gerçekleştirilecek olan Salsa Couple Dünya Şampiyonası’na milli takım kaptanı olarak 2. Kez görevli gidiyorum. Geçen yıl Polonya Varşova'da 18 ülke arasından Dünya 2.si olan Türkiye'nin başarılı sporcularının, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına armağan bir imza atarak çok başarılı bir şekilde geri döneceğini umut ediyorum.