Başarılı Bir Bağımsız Sanatçı Olmanın Yolu: Kendini Bir Start-Up Olarak Görmek

Yaratıcı endüstrilerdeki piyasa yapısı iki uç arasında sıkışmış durumda: bir yanda büyük sermayeli şirketler ve onlarla çalışma şansını yakalamış olan popüler sanatçılar, diğer yanda ise binlerce bağımsız sanatçı. Büyük şirketler ve az sayıda popüler sanatçı ciddi paralar kazanırken bağımsız sanatçıların çoğu ekonomik süreklilik sağlamakta büyük zorluklar yaşıyor. Peki, neden?

Dr. Funda Lena 27 Şubat 2025

Yaratıcı endüstrilerdeki piyasa yapısı iki uç arasında sıkışmış durumda: bir yanda büyük sermayeli şirketler ve onlarla çalışma şansını yakalamış olan popüler sanatçılar, diğer yanda ise binlerce bağımsız sanatçı. Büyük şirketler ve az sayıda popüler sanatçı ciddi paralar kazanırken bağımsız sanatçıların çoğu ekonomik süreklilik sağlamakta büyük zorluklar yaşıyor. Peki, neden?

Elbette sermayeye dayalı sistemin adaletsiz işleyişi burada önemli bir rol oynuyor. Kültür endüstrisi, hit odaklı, "winner takes all" (kazanan her şeyi alır) diye tanımlanabilecek bir işleyişe sahip. Pastanın büyük dilimlerini büyük firmalar ve “star” sanatçılar alırken, bağımsız sanatçılara yalnızca kırıntılar kalıyor. Ancak bu durumun tek müsebbibinin sistemin çarpık işleyişi olduğunu savunmak doğru değil. Büyük bir sorun daha var: bağımsız sanatçıların, kültürel sektörlerde başarılı olmanın gereğini yapmaması, kendi üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi.

Eskiden beri sanatçılar arasında genellikle şu bakış açısı egemen olmuştur: "Ben sadece sanatıma odaklanmalıyım, gerisini düşünmemeliyim; profesyoneller diğer konuları halletmeli." Belki bu, geçmişte bir yere kadar haklı bir beklenti olabilirdi, ancak günümüzde işler değişti. Teknolojik gelişmeler ve dijital platformlar sayesinde sanatsal ürünleri üretmek ve dolaşıma sokmak çok kolay hale geldi, “ben de varım” diyen sanatçı sayısı her geçen gün katlanarak artıyor. Rekabet o kadar yoğun ki, yapımcı, yayıncı ve menajer gibi rollerdeki insan kaynağı, tüm bağımsız sanatçılara yetecek düzeyde değil.

Bugünün şartlarında kariyerinde yol almak isteyen bir bağımsız sanatçı kendi işini kendi çekip çevirmeyi öğrenmek zorunda. Aksi takdirde, hayal ettiği başarıya ulaşması neredeyse imkansız. Başka bir deyişle; bugün ve gelecekte, bağımsız sanatçının başarılı olmasının tek yolu kendini bir "start-up" gibi görmek ve küçük bir işletmeyi yöneten bir girişimci gibi işini tüm yönleriyle yönetmek.

Bir start-up gibi düşünmek, temel işletme yetkinliklerine sahip olmayı gerektirir. Bu, pazarlamadan finansa, iş geliştirmeden müşteri ilişkilerine, satıştan hukuka kadar birçok farklı alanda bilgi sahibi olmayı gerektirir. Kolay değil, ancak farklı sektörlerdeki girişimciler de işlerini ilk kurduklarında aynı zorluğu yaşıyor, tüm bu konu başlıklarında tek kişilik dev kadro gibi çalışıyor. Hatta girişimciliğin bu ilk aşamasındaki girişimciye "solopreneur" deniyor. Bolca kan, ter ve göz yaşına mal olan bu dönem, birçok bağımsız girişimciye çok şey öğretiyor ve zamanla ekip kurma, departmanlaşma gibi aşamalara geçilebiliyor. Sanatın da bir “iş” olduğunu ve sanat piyasalarının birçok başka sektöre göre çok daha rekabetçi olduğunu anladığımız noktada, bağımsız bir sanatçı için durumun herhangi bir girişimci için olduğundan daha kolay olmayacağını da kabul etmemiz gerekiyor.

Sanatın da bir sektör olduğu gerçeğini kabul ettiğinizde, hayal ettiğiniz kariyerin aslında bir ticari iş modeli üzerine kurulu olması gerektiğini göreceksiniz. Büyük bir sanatçı olma ve iyi bir gelir elde etme hedefiniz varsa, başarılı girişimcilerin izinden gitmek zorundasınız.

Sanatçının bir girişimci gibi düşünmesi, kendi markasının vizyonunu oluşturmasıyla başlar. Başarılı bir kariyer inşasında tek bir anahtar kelime varsa o kelime “markalaşma”dır.  Kim olduğunuzu, hangi değerleri savunduğunuzu, yeteneklerinizi, yeterliliklerinizi sorgulayın ve yaratıcı çalışmalarınızla hangi şekilde fark yaratabileceğiniz üzerine çalışın. 

Marka kimliğinizi oluşturduktan sonra dijital platformlarda tutarlı ve düzenli şekilde varlık gösterin. Sosyal medya ve dijital yayın platformları, sabırlı şekilde ve doğru içeriklerle kullanıldığında sanatınızı tanıtmak için güçlü araçlardır. Bu platformlarda etkin bir strateji belirleyerek kitlenizi büyütebilirsiniz.

Ortada bir “iş” varsa mutlaka finansal planlama olmalı. Gelir ve gider dengesini kurabilmek için bir bütçe oluşturun. Sanatsal projelerinizin sürekliliğini sağlamak için kaynaklarınızı etkili yönetin.

Çok sevdiğim bir söz var; “network or not work”. Yani, ya işinize yarayacak bağlantılar kurun ya da bir işiniz olmaz. Doğru işbirlikleri kurarak projelerinize destek bulabilirsiniz. Etkinlikler, konferanslar ve çevrimiçi platformlarda ağınızı genişletmeye çalışın. Projeleriniz için etkili sunumlar hazırlayın ve kendinizi profesyonel bir şekilde ifade edin.

Özetle; başarılı bir sanatçı olmak için azim, disiplin ve özveri gerekir. Kendinizi bir girişimci olarak görüp stratejik hareket ettiğinizde, sanatınızın etkisi de o kadar geniş ve kalıcı olacaktır. Sanatın ticari bir model üzerine inşa edilmesi gerektiğini kabul etmek, bu yolculukta atılacak en kritik adımlardan biridir. Hayallerinizin peşinden giderken, cesur bir girişimci gibi planlı hareket edin. Çünkü sanatçılık, sadece yetenek ve yaratıcılıkla değil, aynı zamanda vizyon ve strateji ile beslenen bir yolculuktur.

Fotoğraflar
Videolar
Yazar Profili
Dr. Funda Lena
Dr. Funda Lena

2 İçerik

Funda Lena, lisans (ikincilikle) ve yüksek lisans (birincilikle) eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde iki ödülle tamamladı. Yüksek lisans sırasında aynı bölümde araştırma görevlisi olarak görev yaptı. Sonrasında 5 yıl süreyle müzik endüstrisinde şarkıcı, şarkı yazarı ve yapımcı olarak faaliyet gösterdikten sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Bilimleri Doktora programından mezun oldu. Doktora eğitimi sırasında Sanat ve Kültür Yönetimi alanına yoğunlaştı ve kültür ekonomisi ve kültür politikaları alanında uzmanlaştı.

Yazar Profil Sayfası