Çağdaş sanata yeni bir diyalog: Kayıp ve Buluntu
Fransız Kültür Merkezi, özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Beş farklı sanatçının eserlerinden oluşan ve Arkas Sanat Merkezi’nde izleyiciler ile buluşan 'Kayıp ve Buluntu', “Nejad Devrim ve Mübin Ohron - İki İmge Yolcusu” sergisiyle diyalog halinde düzenlendi. Serginin Proje direktörlüğünü Billur Tansel, küratörlüğünü ise Burçak Fakıoğlu Yakıcı üsteniyor. İzmir Art, Billur Tansel ve Burçak Fakıoğlu Yakıcı ile bir araya geldi. İki değerli isim, yolculuğu Açık Diyalog İstanbul projesi ile başlayan serginin hazırlık sürecini ve kuruluş hikâyesini İzmir Art okuyucuları ile paylaştı.
Fransız Kültür Merkezi, özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Beş farklı sanatçının eserlerinden oluşan ve Arkas Sanat Merkezi’nde izleyiciler ile buluşan 'Kayıp ve Buluntu', “Nejad Devrim ve Mübin Ohron - İki İmge Yolcusu” sergisiyle diyalog halinde düzenlendi. Serginin Proje direktörlüğünü Billur Tansel, küratörlüğünü ise Burçak Fakıoğlu Yakıcı üsteniyor. İzmir Art, Billur Tansel ve Burçak Fakıoğlu Yakıcı ile bir araya geldi. İki değerli isim, yolculuğu Açık Diyalog İstanbul projesi ile başlayan serginin hazırlık sürecini ve kuruluş hikâyesini İzmir Art okuyucuları ile paylaştı.

Billur Tansel - Burçak Fakıoğlu Yakıcı
İzmir Art: Serginin hazırlık süreci nasıl geçti? “Kayıp ve Buluntu” sergisi nasıl meydana geldi?
Billur Tansel: Bu sergi projesi Arkas Sanat Direktörü Müjde Unustası, İzmir Fransız Kültür Direktörü José-Maria Queiros ile genç küratör adaylarına bir platform yaratmak amacıyla, yaklaşık bir senedir üzerinde düşündüğümüz bir ortak proje idi. 2019 senesinde kurucusu olduğum Açık Diyalog İstanbul ve Akbank Sanat iş birliği ile başlatmış olduğumuz “Çağdaş Sanat ve Küratörlük” programı, öğrencilerimiz ve mezunlarımız için farklı kurumlarla, yeni platformlar yaratma çalışmalarımız her daim devam ediyor. Arkas Sanat ve İzmir Fransız Kültür ile Arkas Sanat’ta sergilenmekte olan sergi ile diyalog kurabilecek nitelikte bir sergi projesi önermeleri ricası ile birkaç program mezunumuz ile görüştüm. 2021 programı mezunumuz sevgili Burçak’ın projesi uygun bulundu. Bu sefer hazırlık sürecimiz biraz kısa idi, ama Burçak titizlikle çalıştı ve Arkas Sanat’ta gösterimde olan Nejad Devrim ve Mübin Orhon sergisi ile renkler, dokular, malzeme ve üretim süreçlerine gönderide bulunan başarılı bir proje ortaya koydu. Serginin hazırlık süreci çok keyifli geçti, sevgili Burçak ile birlikte bu sergi projesinde çalışabilmek beni çok mutlu etti. Hem Arkas Sanat, hem İzmir Fransız Kültür projenin gerçekleşmesine çok destek oldu. Her iki kuruma ve sevgili Müjde ve José-Maria’ya bu projenin gerçekleşmesini mümkün kıldıkları için teşekkür ederim.

İzmir Art: Sergi, LÜTFÜ, Can Akgümüş, Furkan Öztekin, Işıl Kurmuş Aleksandrov, İbrahim Karakütük’ün eserlerinden oluşuyor. Serginin, “Nejad Devrim & Mübin Orhon: İki İmge Yolcusu” sergisiyle nasıl bir diyaloğu; nasıl bir yoldaşlığı var? İki sergi hangi noktalarda bir araya geliyor, hangi bağlamlarda diyalog kuruyor?
Burçak Yakıcı: Mübin Orhon ve Nejad Devrim, bu iki büyük ustanın eserleri ve sanat yolculuğu beni çok etkilemiştir. Arkas Sanat Merkezi ile eşzamanlı olarak yer alan ve bu sergiyle bir diyalog halinde kurgulanan Kayıp ve Buluntu sergisi ise renkler, dokular, malzeme ve üretim süreçlerindeki arayışlara gönderme yapıyor. Sergi hazırlık sürecinde iki büyük ressamın incelediğim eserlerinden ve okuduğum yazılardan ilhamla Fransız Kültür Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı Kayıp ve Buluntu sergimi kurguladım. Yoğun araştırma sürecimde farklı araçlarla kendini ifade eden, yaşam öykülerinden ve sanat pratiklerinden de etkilendiğim sanatçıları bir araya getirmek istedim. Her iki sergi arasında odaklandığım sanatsal üretimlerinde cesur denemelerinde ışık, renk, doku gibi arayışlarla eserlerinin buluşmaları. Sergide fotoğraf, tekstil malzeme, en temel malzemelerden kâğıt yüzeyinde akrilik, ebru tekniği denemeleri de yer alıyor. Bu çeşitli malzeme ve teknikle buluşan eserlerde deneysel bakış açısını, istemli müdahaleleri ve oyuncu bir hali gözlemliyoruz. Sergide yer alan eserlerden Günleri saymak, fotoğraf sanatçısı Can Akgümüş’ün 126 gün boyunca Pinhole (Camera obscura) tekniğiyle üretilen eseri, uzun pozlama tekniğiyle oluşturulan kozmik bir kurguya sahiptir. İzleyici olarak kendimizi belli belirsiz, hayali bir manzaranın karşısında buluruz. Karanlıkta bir iğne deliğinden süzülen ışıkla ortaya çıkan görüntü gündüz ve gece, karanlık ve aydınlık gibi bir ikilem içerisinde izleyicide karanlık yüzeyde ışığın arama isteği de doğurur. Bir diğer sanatçı Furkan Öztekin'in eserleri, queer arşiv çalışmalarını içerir ve sanatçı ve aktivist Ceyhan Fırat'ın fotoğraf ve metin arşivinden yola çıkarak kendi yaşam öyküsüyle etkileşen ve bir renk arayışına dayanan bir görsel anlatı sunar. Işıl Kurmuş Aleksandrov'un abaküs yapıtı, dikişle ortaya çıkan farklı bir dokuya ve boyuta sahiptir. LÜTFÜ'nün ebru sanatındaki deneysel dönüşümü, malzeme ve müdahale ile şekillenen çalışmalarında tezahür eder. Sanatçı İbrahim Karakütük’ün içsel yolculuğunda, anlatım aracı olarak kullandığı fotoğraflarına istemli, kimi zaman da istemsiz ve rastgele müdahaleleriyle bir dil arayışındadır. Nitekim Mübin Orhon’un kompozisyonlarında ışığı ele alışındaki yaklaşımı ve Nejad Devrim’in eserlerinde renklerle akışkanlığı aktarmanın araştırmasını yapması, genç sanatçıların arayışlarıyla bir diyalog kurmayı hedefliyor. Bu bağlamda, her bir sanatçının eserleri, farklı ifade biçimleri ve deneysel yaklaşımlar kullanarak birbirleriyle diyalog kurar, ortak bir hikâyede buluşur ve izleyiciyi yeni keşiflere davet eder.

Işıl Kurmuş Aleksandrov, Abaküs, 2021-2022 - Kumaş ve iplik, değişen ebatlarda
İzmir Art: Sergi, Açık Diyalog Ìstanbul ile Akbank Sanat’ın iş birliği ile gerçekleştirilen- Çağdaş Sanat ve Küratörlük Programının da bir çıktısı. Uzun bir deneyimin ve paylaşımının da ürünü. Açık Diyalog İstanbul programının küratörlük kariyerinize etkileri neler oldu?
Burçak Yakıcı: Açık Diyalog İstanbul ve Akbank Sanat’ın ortaklaşa yürüttüğü Çağdaş Sanat ve Küratörlük programı Türkiye’de daha önce benzerine rastlamadığım bir küratörlük eğitimi ve seminer programı sunuyor. Program hem teorik hem de uygulamaya yönelik seminer ve atölyeleri kapsıyor. Sektörde deneyim sahibi küratör ve sanat profesyonellerinin seminerlerinde aktardıkları bilgilerin yanı sıra bu programın bana en büyük katkısı program süresince gerçekleştirilen atölyeler oldu. Atölyeler küratöryel bir projenin baştan sonuna kadar nasıl yürütülebileceğine dair uygulamalı pratikler içeriyor. Projelerin yazımı ve uygulanmasına dair paylaşılan deneyim ve bilgiler benim için çok değerliydi. Edindiğim bilgileri doğrudan küratöryel projeler kurguladığım ilk günden beri uygulama alanlarını oluşturuyorum.
İzmir Art: Açık Diyalog İstanbul ile Akbank Sanat’ın iş birliği ile gerçekleştirilen - Çağdaş Sanat ve Küratörlük programı açısından bakıldığında sergiyle alakalı neler görüyorsunuz?
Billur Tansel: Programa başvurular jüri kurulumuzca çok büyük özenle ve hassasiyetle değerlendiriliyor ve bu meslek için gerekli olduğuna inandığımız donanım, heyecan, bilgi birikimi, vizyona sahip adaylar seçiliyor. Program süresince her katılımcı kendi bireysel projelerini de gerçekleştiriyor, bu onlar için başlı başına önemli ve faydalı bir süreç. Mezunlarımız farklı ülkeler ve şehirlerde oldukça başarılı projeler yürütüyorlar. Burçak ile bu proje üzerinde birlikte çalışırken de ne kadar doğru bir seçim yapmış olduğumuzu bir kez daha görme şansım olduğu için son derece mutluyum. Serginin bir başka sergi ile arasındaki diyaloğu kurmaktaki başarısı, konseptin oluşturulması, sanatçı ve eserlerin seçilmesi, projenin bütçesi, lojistiği, eserlere gösterilmesi gereken ihtimam, sanatçılarla ve kurumla kurduğu başarılı ilişkiler bakımından bizden bir kez daha üstün başarı takdirini hak ediyor. Programdan mezuniyetinden günümüze bağımsız bir küratör olarak çeşitli projelerde de çalışmış olan Burçak bu meslekte başarı ile kendi yolunu çiziyor ve gerekli deneyimi elde ediyor. Mezunlarımız aynı zamanda programın başarısının da canlı kanıtları. Sevgili Burçak’ı içtenlikle tebrik ediyorum.

Kayıp ve Buluntu - Açılış günü
İzmir Art: Sergi açılışındaki konuşmanızda sergide yer alan sanatçıların, kendi bireysel yaşam öykülerinden ilhamla, bu arayışlarındaki inatçılığını, serüvenlerini gözler önüne sermek istediğinizi belirtmiştiniz. Peki bir küratör olarak, sizin kendi yaşam tecrübeleriniz, serüvenleriniz tüm bu sergiyi nasıl etkiledi?
Burçak Yakıcı: Bu güzel soru için teşekkür ederim. Elbette, her bir sanatçının bu arayış ve sanat pratiğinden etkilenirken, sergi, kendi yaşamımdan da yansımalar içeriyor. Birbirinden farklı ülkeler, şehirler ve kültürlerde büyümüş biri olarak elbette bu sürekli bir yer değiştirmenin içinde yerini arama halini hissediyorum. Hatta farklı eğitim sistemlerinden geçişte çoğunlukla okul dönemine ilişkin kullandığımız nesnelerle aramızda kurulan bağ, bazı okul araç-gereçlerinin kullanımıyla birlikte gelen kurallar ve buna yönelik değişimlerden etkilenmişimdir. Her sanatçının kendi dili ve yorumuyla ortaya koyduğu arayışlardaki cesaretli tutum gibi, kendi yaşam öykümle de kesişen yolları benimsediğimi söyleyebilirim. Sanatçının kendini ifade ettiği herhangi bir araç ile meselesini ortaya koyuşuyla, benim karşılaştığım zorlukların üstesinden gelirken hep bir ısrarcı arayış içerisinde oluşumla sergi kurgusunu etkilemiş olabileceğini düşünüyorum. Kaybolmasını ve unutulup gitmesini istemediğimiz bir nesne, ya da kimi zaman bir anının yeniden ve farklı biçimde yorumlanmasını da izleyiciyle duygusal bir etkileşim kurması açısından anlamlı buluyorum.
İzmir Art: Sergi 13 Ocak tarihine kadar izlenebilir olacak. Bu süreçte planladığınız etkinlikler var mı?
Burçak Yakıcı: 21 Aralık tarihinde sanatçılardan Can Akgümüş ve Furkan Öztekin ile sanatçı konuşması yapılması öngörülüyor. Sanatçı konuşmaları, her iki sanatçının kendi üretim pratiğine ve düşünsel yolculuklarının yanı sıra Mübin Orhon ve Nejad Devrim’in sanatsal yolculuğunun yansımalarına da odaklanıyor olacak. Ayrıca, Furkan Öztekin’in yakın zamanda Şiirlere Açılan Desenler: Nejad Devrim başlıklı yazısına da konuşmamızda değineceğiz.
*İzmir Fransız Kültür Merkezi, Kültürel Etkinlikler Sorumlusu Damla Çamur'a özel teşekkürlerimizle.
Röportaj/Fotoğraf: Onur Eryeşil, Osman Katmerci