Dünya Doğa Fotoğrafçılığı Günü’nde : Kuşların Dostu Konuştu

2006 yılından beri 15 Haziran doğaya vizörden bakanlar için özel bir gün olarak kabul edilir. Tam 16 yıldan beri 15 Haziran, her yıl Dünya Doğa Fotoğrafı Günü olarak kutlanır. Amaç, hem yeni nesillere doğayı sevdirmek hem de ona sanatsal (fotoğraf-kamera) bir gözle bakmak.

İzmir.Art 15 Haziran 2022

Dünya Doğa Fotoğrafı Günü’nde : 
KUŞLARIN DOSTLARI KONUŞTU

2006 yılından beri 15 Haziran doğaya vizörden bakanlar için özel bir gün olarak kabul edilir.
Tam 16 yıldan beri 15 Haziran, her yıl Dünya Doğa Fotoğrafı Günü olarak kutlanır. Amaç, hem yeni nesillere doğayı sevdirmek hem de ona sanatsal (fotoğraf-kamera) bir gözle bakmak. 

Hayatı kuşları incelemekle geçen bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Sıkı ve uzun yıllar yaptığı gazeteciliğin yanı sıra kuş fotoğrafları da çeken Aykut Fırat ile konuştuk. İzmir’i terk eden kuşlarla beraber yeni gelenleri, iklim değişikliğinin kuş popülasyonuna etkileri gibi birçok konuyu konuştuk. Söz konusu isimler aynı zamanda kuşlardan neler öğrendiklerini de bizlerle paylaştı.

İzmir.Art olarak, hem doğa fotoğrafçısı bir isim ile hem de doğada ve akademide görev yapmış, yıllarını İzmir Kuş Cenneti’ne adamış, bilim hayatı, kuşların türünü incelemek, göçünü anlatmak ve bu konuda yapılması gerekenleri yıllarca anlatmış, anlatmaya devam eden Prof. Dr. Mehmet Sıkı ile konuştuk. Bir diğer isim ise uzun yıllar İzmir’de gazeteci olarak çalışan, tanınmış foto muhabiri Aykut Fırat. Fırat, aynı zamanda kuş fotoğrafları da çeken bir doğasever. Hem alandan hem akademiden, doğaya, vizörden bakanların söylediklerini, gördüklerini aktarmak istedik. 

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı, akademik hayatının 36 yılını İzmir’de yaşayan kuşları incelemekle geçirdi. Kentte kuşların üreme alanları konusunda özellikle Kuş Cenneti’ne dair oldukça önemli açıklamalar yaptı. Bu yönde bilimsel çalışmalar yayınladı. Kitap yazdı. Kendisi, “Kuşların Büyükelçisi”, “Kuşçu Hoca”, “Kuşların Dostu” gibi sevimli ve saygın isimlerle anıldı. Prof. Dr. Sıkı, aynı zamanda doğadaki kuşları da bilimsel çalışmaları gereği zaman zaman fotoğraflayan emekli bir akademisyen.

Prof. Dr. Mehmet Sıkı-Homa Dalyanı'nda

 

Yalıçapkını İzmir’i Terk Etmiş

Kısa süre önce emekli olan Prof. Dr. Mehmet Sıkı’ya son dönemlerde İzmir’e gelen yeni kuşlar olup olmadığını sorarken aynı zamanda kenti terk eden kuşların da durumunu sorduk. Prof. Dr. Sıkı, “İzmir'de  son yıllarda yeni gelen kuş türleri var. Bunlar, Siyah Kolyeli Yeşil Papağan, İskender papağanı, Çiğdeci ve Küçük Kumru'dur. Ancak İzmir'i terk eden kuş türleri de var. Bunlar da İzmir Yalıçapkını ve Alaca Dere kuşudur”.

Sazlıkların Korunması Hayatidir

Son bilimsel araştırmaları doğrultusunda İzmir'de kaç kuş türü olduğunu ve türlerde son 20 yılda ne gibi değişiklikler olduğu yönündeki sorumuza, kuş bilimci Prof. Sıkı, “Son araştırmalara göre özellikle İzmir Kuş Cenneti sulak alanında 300 kuş türü gözleniyor. Bu alanda 1982 yılında 151 kuş türünün gözlendiğini biliyoruz. Son 20 yılda buradaki tatlı-su ekosistemi sazlıkların kurumaması için mücadele edilmiştir. Bunda da başarılı olunmuş ancak; 2020 yılından sonra maalesef sazlıkların kuruduğunu ve korunması için gerekli tedbirlerin alınmadığını üzülerek görüyoruz. “Sazlıkların kuruması nedeniyle 2 yalıçapkını türü alanı terk etmiş olup adalarda kuluçkaya yatan Küçük Beyaz Balıkçıl da 1992 yılından beri İzmir Kuş Cenneti'nde artık üremiyor!” dedi.

“Kuraklık Alana Kaynına Neden Oldu”

Bir diğer önemli olduğunu düşündüğümüz konu ise son yıllarda, bizzat yaşanan iklim değişikliği, söz konusu bu değişikliğin yerelde, İzmir’de kuş popülasyonu nasıl etkilediğini sorduk. Sulak alanların azalmasının hayati önem teşkil ettiğine dikkat çeken Sıkı, “İklim değişikliği özellikle İzmir'de  sulak alanların alan kayıplarına neden olmuştur. Kurak dönemler artarak sulak alanlarda yaşayan kuşların kuluçka alanlarında ve beslenmelerinde olumsuz yönde etkisi olmuştur” şeklinde konuştu.
 

“Kuşlar Doğaya Saygıyı Öğretti”
 

Akademik hayatının 36 yılını kuşlara adayan ve şu an artık emekli olan bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Sıkı’ya neler hissettiğini, kuşlardan ve doğadan neler öğrendiği yönündeki sorumuza ise şöyle cevap verdi:
“Kuşlar bana çevreye saygı duymayı ve kuşların olduğu yerlerin temiz ve aynı zamanda üretken olduğunu öğretti. İzmir Kuş Cenneti çalışmalarım sırasında ben hep üzüldüm. Hep zorluklar gördüm. Birinde; Tepeli Pelikan yavrularının parazitlerden kurtarılması sırasında yavrulardan birisi oğlum gözüne  zarar veriyordu. Diğeri Can suyu kuyusu havuzunun suyu sazlıklara daha çabuk akması için Kofalık bitkisinin yaprağı az kalsın benim gözümü çıkarıyordu!  İzmir Kuş Cenneti Ziyaretçi Merkezi’nin açılışında emeği geçenlere Yalıçapkını Plaketi verildi, ancak fikir babası bana bu plaket verilmedi. Daha kötüsü değişik zamanlarda 4 defa kuş cennetine girişim yasaklandı! Beni sevindiren gelişmelerden biri de İzmir Kuş Cenneti hava sahasında eğitim uçaklarının uçuşunun Genelkurmay Başkanlığı tarafından yasaklanmasıdır.

Foto Muhabirinin Kuş Tutkusu

Uzun yıllar gazeteci olarak çalışırken aynı zamanda doğaya merak salan ve kuş fotoğrafları çeken Aykut Fırat ise kuş fotoğraflarının zorluğunu ve keyifli yanlarını anlatırken aynı zamanda bu alanda neler yapılması gerektiğine de dikkat çekti. Fırat, “Kuş fotoğrafçılığı sakinliği gerektiren bir dal. Sabırsız olursan bu iş olmaz. Kamuflaj altında 3 saat bekledim bir Yalıçapkını’nı yağmur altında. Yani özveri, sabır isteyen bir dal. Göremeyen insanların da ayağına bu kuşları getiriyorsunuz. Sergi açıyorsunuz, onlara bu güzelliği sunuyorsunuz. Bu zamanda artık çevre ve doğa elden gidiyor. Bunları ne kadar korursak o kadar iyi” dedi.

“Kuş Yuvalarına Yaklaşıyorlar”

Gazeteci ve kuş fotoğrafçısı Fırat, kuş fotoğrafı çekmeye karşı olan merakının  ne zaman başladığını, kaç yıldan beri bu alanda fotoğraf çektiğine ilişkin sorumuza ise “Mesleğe başladığımdan beri doğayı severim. Doğanın tahrip edildiğini, en azından doğaya gereken saygının gösterilmediğine dair haberleri zaten yapıyorduk. Doğanın elden gidişi, son zamanlarda çok arttı. Ama sonra dönecek doğa intikamını almaya başlayacak ve alıyor da. Kuş alanları ölüyor. Geçen hafta İzdoğa’nın bir tekne turu var onunla dolaştık Bostanlı’da kuş yuvalarına yaklaşmışlar gökdelenler dikmişler. Çok berbat bir alan. Bunu da engelleyemiyorlar. Ankara’dan hallediliyor bu işler tabi. Doğa intikamını alıyor. Sel yatağına ev yaparsan bir anda alıp götürüyor. Hala akıllanmış değiliz yani” şeklinde cevapladı.

Eskiden Göçmendi Şimdi Kalıcı

İzmir’in kendine özgü kuş türlerinden söz eden Fırat, “300 tür var. Bir kısmı İzmir’de yerleşik kalıyor. Diğerleri göç ediyor. Yol olarak kullanıyorlar İzmir’i. Mesela karabataklar kışın gelirlerdi başka yerlere göç ederlerdi.. Ama şimdi onların da burada kaldıklarını görüyoruz. Yani çevreyi güzel korursak kalıcı olabiliyorlar. Flamingo yuvaları yapıldı; İzmir Büyükşehir ile ortaklaşa. Büyük katkıları var tabi. Yani doğayı kaybetmemek lazım” dedi.

Foto muhabiri ve kuş fotoğrafçısı Aykut Fırat

“Çocuklar Kuşlar İçin Köy Köy Dolaştı”

Göçmen kuşlar geleneksel olarak misafirdirler ve çocukken onlara iyi davranmamız gerektiği öğrettiler. Örneğin kırlangıçlar… ‘Fakat hala göç yolları üzerinde kuşlara zarar verilmemesi için bir doğa fotoğrafçısı olarak duyarlılık adına neler söylemek istersiniz?’, sorumuza, foto muhabiri ve kuş fotoğrafçısı Aykut Fırat, “En önemlisi bilinçli şekilde bu işlerin bilgilendirilmesi yapılmalı. Kuşların avlanmaması, göç yollarının engellenmemesi lazım. Doğa fotoğrafçıları adına kolluk kuvvetlerinin bunlara el atması lazım bence. Biz sergi açtığımızda Mersin’in bir ilçesinden bir öğretmen hatırlıyorum bize bir yazı yazmıştı: ”Biz kuşlarla ilgileniyoruz çok seviyoruz” diye… Orada da birçok öğrenci, bizim kuş fotoğraflarımızı takip ediyormuş. Biz 3 kişi, sergideki 50 fotoğrafı o okula armağan ettik. Çocuklar o fotoğrafları alarak köylere gidip, bu kuşları vurmamamız lazım diyerek dolaşmışlar. Köy halkına, bu konuda bilgisi olmayanlara bilgi verilmeli.”

“Belediye’nin kurduğu doğa derneği ile bu iş çok hareketlendi. Çok giden var. Tekne ve otobüs turuna. Bilinçli bir şekilde bu işi ele almak lazım. En başta okullarda bunu ders olarak vermek lazım. “Doğa Dersleri” adı altında kuş türleri vb. hepsini sunmak lazım. Mesela orada tilki (çakal) var. İzmir’de göremezsiniz. Zaten bu Kuş Cenneti’nde 22 km’de çok şey görebilirsiniz.

Gelen Kuşlar İnsanı Sevindiriyor

Mesela arada Küçük Flamingo geliyor. O flamingo çok önemli. Mısır’dan, Arap Yarımadası’ndan falan geliyor. Gelince tabi insan seviniyor; bütün fotoğrafçılar gidiyor fotoğraf çekelim diye. Normal flamingonun ufağı tabi.

Mesela eskiden İzmir yalıçapkını vardı. Büyük gagalı kavuniçi falan. O yok İzmir’de artık… O gitti. Adana-Çukurova tarafında çıkıyor. Şimdi normal yalıçapkını var burada gördüğümüz. O özelliği kaybettik tabi, doğanın kötü kullanımından burayı terk etmiş olabilir.

Mesela İnciraltı Kent Ormanı da güzel bir kuş alanı. Popülasyon, Flamingolar… Güzel işaretlemeler, tabelalarla insanları yönlendirebiliriz.

Kuş Fotoğrafı Çekmek İsteyenler

Kuş fotoğrafına merak salanlar İnciraltı’na gidebilirler. Tabi özel objektiflerde lazım. Kuşları ürkütmemek, kaçırtmamak lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi-İzdoğa oraya orayı engelsizlere minibüslerle, otobüslerle gezdirirlerse güzel olur. İzdoğa Derneği orada yaşayan kuş türlerinin fotoğraflarını bir broşüre basıp gelen ziyaretçilere dolaşmadan hemen önce verirse iyi olur bence.

Mesela ben tanıdığım için Karabaş Martı’yı tanırım, Sumru tanırım... Yani önceden kuşun bilgisi verilirse dolaşanlar o kuşlardan birini gördüğünde tanımış olur. Kuşu tanır daha çok hoşuna gider. Doğa muhteşem. Mesela Kırlangıç yuva yapmak için harç yapıyor. Ve yavruları dönüp oraya geliyor. Doğadan çok şey öğrendim mesela annelik duygusu, akıllı oluşları dikkatimi çekti hep. Kuşlar akıllıdır. Doğa güzel şey; doğada olmak daha da güzel…”

İzmir.Art-Mehmet Emin AL

 

 

 

Fotoğraflar
Videolar