Dünya'yı Felsefeyle Sevmek: 10 Kitap Önerisi

Felsefe ile insana, doğaya, topluma bakışınızı derinleştirecek, kendinizi daha iyi tanımanıza vesile olacak ve bilgeliğin yolunun sevgiden geçtiğini tekrar hatırlatacak okuma listesi.

İzmir.Art 16 Aralık 2021

 

Dünya’yı Felsefeyle Sevmek: 10 Kitap Önerisi

 

 

1)Özgürlüğün Felsefesi

 

Lars Svendsen

 

Çevirmen: Murat Erşen

 

Özgürlük nedir ve bugün özgürlüğün karşılaştığı başlıca tehditler nelerdir? Bu sorular ve daha fazlası, Svendsen'in çağdaş toplumda özgürlüğün doğasına ilişkin bu kapsamlı incelemesinde tartışılmaktadır. Konuya geniş bir çerçeveden yaklaşan Svendsen, merceğini özgürlüğün günümüzde karşılaştığı sorunlara çeviriyor. Sonuçta özgürlük, ontolojik ve metafizik yönlerinden politik ya da kişisel yönlerine kadar çok boyutlu bir olgudur.

Özgürlüğün anlaşılmasında ve uygulanmasında temel zorluk, birbirleriyle çatışan anlayışların ve politikaların varlığıdır. İşte Svendsen, özgürlüğü metafizik, politik ve etik düzeyde ele alan çeşitli düşünürleri ve teorileri ustalıkla kateden bu çalışmasında, özgürlük anlayışlarının birbirleriyle nasıl ilişkili olduğunu ve çatıştığını tartışıyor. Özgürlüğün imkânını araştırıyor ve yaşadığımız hayatın gerçek değerini anlamak için kişisel özgürlüğün gerçek tanımının, her şeyden önce kendimizi, bizim için gerçekten önemli olan şeylere adama özgürlüğü olduğu sonucuna varıyor.

Bu kitap bir özgürlük savunmasıdır. Özgürlük kavramını kuşatan zengin külliyata dair genel ve geniş bir bakış sunan, özgürlüğün gerçek doğasına dair tekrar düşünebilmek için bize yeni bir fırsat sağlayan Özgürlüğün Felsefesi, hem akademisyenler hem de genel okur için anlaşılır ve aydınlatıcı bir çalışma.

 

                                                                         

                                       

 

2) Daha İyi Bir Dünya Arayışı 

Karl R. Popper

Çevirmen: İlknur Aka

“Rasyonalist, aydınlanmacı ve iflah olmaz iyimser” Karl R. Popper, otuz yıllık bir zaman dilimine yayılmış on altı makale ve bildirisinde, Platon, Hume, Spinoza ve Kant’ın felsefeye verdiği zararlardan sonsuz bilgisizlik âlemindeki eşitliğimize, Adorno’yla giriştiği “olguculuk tartışması”ndan “şişede yolunu bulamayan sinek” Wittgenstein’a karşı çıkışına, çokkatmanlı bir dünyanın kapılarını açıyor. “Bizlerin şanssızlığı, zekâmızın, etik bilincimizden daha hızlı gelişmesidir. İşte bu üstün zekâmız sayesinde, atom bombalarını ve hidrojen bombalarını yapabilmişiz. Fakat her şeyi yok eden savaştan bizleri koruyabilecek bir dünya devleti kurabilmek için, yeterli etik olgunluğa ulaşamamışız.”

 

 

 

3) Felsefenin Tesellisi

Alain De Botton

Çevirmen: Banu Tellioğlu

Alain de Botton, Felsefenin Tesellisi'nde günlük yaşamın bize en çok acı veren sorunları için rahatlıkla felsefeye başvurabileceğimizi kanıtlıyor.
Her bölümünde ayrı bir filozofun yaşamından ve yazdıklarından yola çıkarak ayrı bir sorunu ele alıyor:Toplum tarafında kabul görmemenin tesellisini Sokrates'te, yeterince paraya sahip olmamanın tesellisini Epikuros'ta, düş kırıklığı yaşamanın tesellisini Seneca'da, kendini yetersiz hissetmenin tesellisini Montaigne'de, kırık bir kalbin tesellisini ise Schopenhauer'da buluyor. Başkalarının yaşantısını kıskanarak acı çekenlere ise Nietzsche'yi öneriyor. Felsefenin Tesellisi yaşama ilişkin zekice, esprili ve rahatlatıcı yaklaşımı ile hem gündelik yaşamımızda kendimizi daha iyi hissetmemizi, hem de bilgelik üzerine yeniden düşünmemizi sağlıyor.

 

4) Yürümenin Felsefesi 

Frederic Gros

Çevirmen: Albina Ulutaşlı

Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri... Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?

  

Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.

 

5) İnsan ve “Herkes” 

J. Ortega Y Gasset

Çevirmen: Neyyire Gül Işık

İspanya'nın çağdaş Avrupa felsefesine en önemli katkısını oluşturan düşünür Ortega y Gasset üçüncü baskısını yaptığımız bu kitabında düşünürün toplumbilim konulu gözlem ve düşüncelerini temellendirdiği on iki adet makalesine yer veriyoruz. 1957 yılında yayımlanan İnsan ve "Herkes", Ortega'nın ölümünden sonra basılan ilk yapıtı.

Eğer bir halkın bu korkunç çağı sağ salim atlatabilmesi isteniyorsa, alınacak önlemlerden biri, karınca kararınca, ama vazgeçilmez bir tanesi şu: O halkın içinde yeterli sayıda kişinin, tüm o fikirlerin -adlarına öyle diyelim bari- üstünde konuşulan, tartışılan, uğrunda savaşılan ve insan boğazlanan tüm o fikirlerin ipe sapa gelmez ve son derece havada kalan şeyler olduğunu anlamasını sağlamaktır.

 

 

6)     Sevgi Üstüne

J. Ortega Y Gasset

Çevirmen: Yurdanur Salman

Bu kitapta, sevginin çok katmanlı aralarına sızmakta, klasik sevgi kuramlarına gitmekte, sevginin manevra ve hilelerine doğru yol almakta serbestsiniz. Çünkü Gasset, içimize sızan otomatik alışkanlıkları, içimizdeki formüller yığınını, garip ve derin çukurları anlatıyor. Kadını ve erkeği. “Ortega y Gasset, Nietzsche’den sonra belki de en büyük Avrupalı yazardır.” -Albert Camus- Camus haklı olabilir.

 

 

 

 

7)   Sevginin Bilgeliği

Alain Finkielkraut

Çevirmen: Ayşen Ekmekçi

Alain Finkielkraut Sevginin Bilgeliği'nde, yaşayan en önemli filozoflardan Emmanuel Levinas'ın etik anlayışından yola çıkarak, insanı yeniden tekil ve sorumlu bir varlık olarak ele almanın imkanlarını araştırıyor. İnsanı bağımsız, sorumlu bir birey olarak değerlendiren Levinas çağımızda insanın edimlerini sahiplenip sadece kendi adına konuşabilmesi için ihtiyaç duyulan şeyin din değil, kutsallığın yok edilmesi olduğunu söyler. Levinas dünyanın ve insanın büyüsünü bozar; insanı koşulların ya da Tanrı'nın ürünü olmaktan çıkarır. İnsan özgürdür, ama yetmez; çünkü kimse yalnız değildir... İlk ve en temel deneyimi Başkası'yla, Başkası'nın yüzüyle karşı karşıya gelmek olan insan, ister istemez sorumluluk alan bir varlıktır. Yüz, karşısındaki sorumluluğa çağırır, ilişkiye mecbur eder. Etik ilişki bir ideal olmadan önce bir yazgıdır; tıpkı aşk gibi..."Devrimci görev"e ya da "tarihin anlamı"na çağrı yapan "Büyük teoriler"de her insan ya sistemin kurbanı ya da destekçisi olarak konumlandırılır; kimse sorumlu olmayınca başka insana karşı sorumsuzluk da başlar. Yüz görülmez, yüze bakılmaz; başkasının söyledikleri önceden bilindiği varsayılan bir bağlam içine oturtulur, yargılanır. Sevginin Bilgeliği'nde Fransız Devrimi, Naziler, Milliyetçilik ve Kızıl Tugaylar bu totaliter bakışın örnekleri olarak sergilenir. Finkielkraut insanın yakınıyla, Başkası'yla olan karşılaşmasını, yüzün insana söylediklerini çetrefil felsefe terimleriyle değil, edebiyatın ve gündelik hayatın metaforlarıyla anlatıyor. İnsanın çocukluğundan yetişkinliğine, korkularından aşklarına kişisel deneyimlerini, Flaubert, Henry James ve özellikle Proust'un eserlerinden örnekleyerek yalın bir üslupla inceliyor. İnsan Hakları'ndan değil, Başkası'nın Hakları'ndan söz ediyor! Sevginin Bilgeliği, bildik felsefe ya da edebiyat kategorilerinin sınırlarına sığmayan, insanı düşünmeye kışkırtan bir kitap.

 

 

8) Bilgenin Sarsılmazlığı 

Seneca

Çevirmen: Elif Burcu Özkan

M.Ö. 4 – M.S. 65 yılları arasında yaşamış yazar, düşünür ve hatip Lucius Annaeus Seneca, Stoa felsefesine ilgi duyan ancak bazı tereddütleri bulunan yakını Serenus’a ithafen yazdığı bu diyalogunda kimi zaman ona, kimi zaman da hem ona hem de tüm insanlığa yönelik öğütlerde bulunur. Diyalogda genel olarak Stoa felsefesi ışığında bilgelik (sapientia), kader (fatum) talih (fortuna) ve özgürlük (libertas) kavramları; bilge bir kişinin kendisine yapılan haksızlık ve hakaret gibi saldırılarda nasıl bir tavır takındığını, gene Stoa felsefesinin öngördüğü şekliyle etkilenmeden onları nasıl karşıladığını detaylı bir şekilde anlatır. Bu tür saldırıların sebeplerini, sonuçlarını ve kişinin istediği takdirde bunlardan etkilenmeden huzurunu nasıl koruyabileceğini konuyla ilgili mitolojik ve tarihsel olaylardan örnekler vererek ortaya koyar. Stoa ahlâkının özgürlük, “dinginlik” (ataraksia; Lat. tranquillitas) ve “duygulanımsızlık” (apatheia; Lat. impassibilitas) erdemlerinin saldırılar karşısındaki tutumuna dair açıklamalar getirerek bilge bir kişinin olaylar karşısındaki sarsılmaz duruşunu kapsamlı bir şekilde ele alır.

Latinceden Türkçeye ilk defa çevrilen bu kitap, sadece ahlâkî yönüyle değil, siyasi olaylar üzerine yaptığı halen günümüzdeki insani ilişkiler için de geçerli olabilecek usta yorumlarıyla da çarpıcı bir eserdir. Seneca’nın insanlığın her çağda benzer kusurlara sahip olup neredeyse aynı sorunlarla uğraşması ve aynı arayışlarda olması nedeniyle geçerliğini koruyan teselli cümleleri, günümüzden neredeyse 2000 yıl önce yazılan bu eseri etkileyici ve ölümsüz kılmaktadır.

 

9)   İnsan ve Değerleri

İoanna Kuçuradi

Aynı insanların, aynı eylemlerin, aynı olayların, aynı durumların farklı şekillerde değerlendirilmesi insan dünyasının bir olgusudur.

Bu olgu kimi düşünürleri "değerlerin göreli olduğunu" ileri sürmeye ve bundan eylemle ilgili sonuçlar çıkarmaya götürmüştür. Kimi filozoflar da bu sava karşı "değişmez, evrensel değerler olduğunu" temellendirmeye çalışmıştır.

Değişik ve değişken dünya görüşlerinin ve normların varlığı, ayrıca da aynı konularda değişik ve değişken normların çokluğu olgusu, yüzyılımızda çoğulculuğun bir ideal haline getirilmesine yol açmış; bu çoğulculuk da, yüzyılımızın ikinci yarısında kimi düşünürleri bütün görüşlerin ve normların "eşdeğer" olduğunu ileri sürmeye götürmüştür.

Bu kitap iki yönlü olguyu bir açıklama girişimi, aynı zamanda da değerlendirme fenomenine ve değerlere görelilik-mutlakçılık seçenekleri dışında bir ışık tutma çabasıdır: bunların ne olduğuna ışık tutma çabası.

 

 

 

10) Mutluluk İçin Felsefe

 

Mark Vernon

 

Çevirmen: Elçin Karadoğan

 

42 Derin Düşünce / Hayat, Evren ve Diğer Her şey Üzerine ve Zamane Platon / Modern Bir Yaşam İçin Antik Bir Kılavuz'un yazarı Mark Vernon temellerinde yatan mutluluk anlayışından dolayı her zaman çok fazla şey vaat eden ama bir o kadar da yetersiz kalan kişisel gelişim kitaplarını da eleştirerek, onların yapmadığı bir şey yapıyor: Mutluluğu tartışıyor. 

 

Vernon, yüzeysel mutluluk anlayışına karşı çıkıyor ve bir his olarak değil bir anlam olarak mutluluğun peşinden koşuyor. Tek kullanımlık mutluluğun peşinden sürüklenmek değil de, filozoflarla mutluluğu konuşmak ve ona gerçek anlamda bir anlam yüklemek istiyorsanız bu kitap sizin için eşsiz bir başlangıç noktası.  

 

Fotoğraflar
Videolar