Ferhan Şensoy ile 'Son Ders': Iraz Okumuş’la büyük usta üzerine
İzmir’li yönetmen Iraz Okumuş, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde aldığı eğitimden sonra sinema ve televizyon dünyasına Ruhsar dizisiyle giriş yaptı. Kariyerine ‘Hayat Bilgisi’, ‘Aliye’, ‘Derin Sular’ ve ‘Al Yazmalım’ gibi birçok projeyle devam eden Okumuş ile usta sanatçı Ferhan Şensoy’u konuştuk. ‘Son Ders: Aşk ve Üniversite’ filminde birlikte çalışan ikili, aynı seti paylaşmış, filmin başrolünde Ferhan Şensoy, yönetmen koltuğunda Iraz Okumuş oturmuştu. Ölümünün ikinci yıl dönümünde duayen tiyatro oyuncusunu, başarılı yönetmenden dinledik.
İzmir.Art: Usta tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy’u, daha çok komedi türünde yaptığı işlerle tanıdık. ‘Son Ders: Aşk ve Üniversite’, komedi dışında yaptığı drama filmlerinden biri. Ferhan Şensoy ile çalışmak aklınıza nasıl geldi?
Iraz Okumuş: filmin hem yapımcısı hem de senaristi olan Uğur Yağcıoğlu, daha senaryoyu yazarken Uğurla birlikte çekmeye karar vermiştik ve film hakkında sürekli sohbetlerimiz oluyordu. Daha karakter ilk şekillenmeye başladığında bile aklımızda Ferhan Şensoy vardı. Hem hayata bakışını, duruşunu hem de sanatını çok sevdiğimiz bir usta. Bu karakterin oluşumu da bizim hayat görüşümüzle çok ilintili tabii. Bu usta da bir fenomen, daha iyisi olamazdı zaten. Daha çok komedi oynasa ve yazsa da hep içinde politik hiciv olan eserler bunlar. Bizim en büyük kaygımız, acaba kabul eder mi baştan itibaren. Çünkü bütün hayal o karakterle ilgili Ferhan Şensoy üstünden kurulmuş. Çok genciz, bizim için çok büyük bir hayal onunla çalışmak. Sonunda senaryo bitti; aradık, konuştuk ve senaryoyu gönderdik. Sonrası kâbus her gün bekliyoruz ki Ferhan Şensoy cevap versin. Ya yok derse. Sanırım on gün falan sürdü cevap gelmesi… Biz her gün bu korkuyla yaşadık ama evet dedi. O anki mutluluğumu, meslek hayatım boyunca bir daha yaşamamışımdır herhalde.

Münir Özkul, Dümbüllü Kavuğu'nu Ferhan Şensoy'a veriyor
İzmir.Art: Birçok kişinin beğendiği, birçok oyuncunun öykündüğü çok önemli bir oyuncu Ferhan Şensoy. Onunla aynı ortamda bulunmak bir seti paylaşmak nasıldı? Özellikle de siz o zamanlar genç bir yönetmendiniz, duayen bir oyuncuya oyun vermek ve onu çekimler sırasında yönlendirmeye çalışmak nasıldı? Sette nasıl çalıştınız?
Iraz Okumuş: Ferhan Abi, günlük hayatında sahnedekinden farklı olarak çok güler yüzlü bir adam değil. Çekimlerin başında yeni tanıştığımız dönem benim için çok zordu. Çünkü filmi iki yönetmen çekiyoruz ama reji ve oyuncu yönetimi kısmı daha çok benim üstümde. Bir sahne çekiyoruz örneğin; Ferhan Bey şurada şöyle bir jest yapsak, bu duyguyu daha iyi yansıtmak için ne dersiniz gibi son derece saygılı ve mesafeli oyun vermeye çalışıyorum, çok dikkatliyim yani, Ferhan Bey dönüp, ‘‘Neden’’ diyor. Haklı. Adam yıllarını vermiş oyunculuğa, gencecik bir kız ona oyun veriyor eğer yapacaksa nedenini bilmek istiyor. Yani böyle ilk günler zordu. Sonra bir gün o meşhur sahnesini çekiyoruz filmin, yıllar önce terk etmek zorunda kaldığı sevgilisinin öldüğünü öğrendiği sahne… Set hazır, Ferhan Bey karavandan geldi, provayı yaptık. Zaten provayı görmeden oyuna dair hiç bir şey söylemiyorum. Provadan sonra dedim ki, şöyle kapı kapanınca yere çökebilirseniz, o bütün senelerin verdiği yorgunluk ve acıya eklenen şu an aldığınız haberin acısı da eklenmiş, artık ayakta durmak zor. ‘‘Tamam’’ dedi. ‘‘Neden’’ demedi, ben çok mutluyum. Çektik planı. Ben yanına gittim, çöktüğü yerde duruyor hala, eğildim ‘‘Bir iki damla yaş akar sanki o gözlerden, ne dersiniz’’ diyeceğim saygı ve korkuyla. ‘‘Sen beni ağlatmak istiyorsun değil mi’’ dedi. O cümle, o ses hala kulaklarımda… Daha ben cevap veremeden ‘‘Tamam’’ dedi. Ama neredeyse ondan önce ben ağlayacağım. ‘‘Evet, teşekkürler Ferhan Abi’’ gibi bir şey çıktı o an ağzımdan, bir anda Ferhan Bey, Ferhan Abi olmuştu. Çok mutluydum. Sonraları internette ‘Ferhan Şensoy’ yazınca, ilk çıkan fotoğraflardan biri olan fotoğrafın hikâyesi, o andır işte.

Son Ders: Aşk ve Üniversite filmi, Ferhan Şensoy
İzmir.Art: Çekimler bitten sonra işin montaj kısmı başlıyor. Montaj tamamlandıktan sonra Ferhan Şensoy’un filme tepkisi ve yorumu nasıldı?
Iraz Okumuş: Filmin montaj aşamasına, sette geçirilen süreden daha fazla vakit harcadım. Uğur Yağcıoğlu‘nun kendi bütçesi ile yaptığı az bütçeli bir işti. Aslında birçoğumuzun para almadan çektiği bir filmdi. Sonra gişeden para almak üstüne anlaştığımız set işçileri bile vardı. Dolayısıyla kısıtlı imkânlarla çektiğimiz için çok hızlı çekmek zorunda kaldığımız bir işti. Bizim de içimize sinmeyen, daha doğrusu benim de içime sinmeyen çok şey vardı. Ve montajda çok uğraştım bir şeyleri düzeltebilmek için. Teknik olarak da imkânlarımız kısıtlı olduğu için sonuçlar istediğim gibi çıkmadı. Montajdan sonra tam tatmin olmadım. Uğur’la aramızda, Ferhan abiye ne zaman izleteceğiz diye konuştuk. Ve Uğur’un izletmesine karar verdik. Ve ardından Ferhan Abiden bana bir telefon geldi: ‘‘Elinize sağlık çocuklar, sıkıntılar var biliyorum ama çok kısa sürede çektiniz. Elinize sağlık çocuklar’’ dedi. O bile bizim için çok fazla bir şeydi. Sonra, gala gecesi gene tabi çok gergindik. Çünkü iki genç insanın kendi olanaklarıyla yaptığı bir işti. Medyanın gözü önünde yapılacak bir galayla insanlara seyrettirecektik. Ayrıca çok değer verdiğimiz bir sürü insanı davet etmiştik. Onların yorumları bizim için çok önemliydi. Genel olarak güzel yorumlar aldık ve Ferhan abinin de yüzü hep gülmüştü. Artık hepimiz rahatlamıştık. Orada bulunan ve yaratım sürecinde olan biz gençler için unutulmaz bir gece olmuştu.

Son Ders: Aşk ve Üniversite
Soldan sağa: Kaan Urgancıoğlu, Durul Bazan, Iraz Okumuş, Ege Aydan, …., Ferhan Şensoy, Ece Uslu, Burak Sarımola
İzmir.Art: Ses Tiyatrosu’ndaki birçok çalışma arkadaşı, Ferhan Şensoy’la ilgili deneyimlerini bugüne kadar paylaştılar. Ama bir film setinde, ekiple nasıl çalıştığı, nasıl anlaştığı ve nasıl iletişim kurduğuna dair paylaşımda bulunan biri olmadı. Bu konuya da biraz değinebilir misiniz?
Iraz Okumuş: Ses Tiyatrosu onun evi. Orada bambaşka bir Ferhan Şensoy vardı mutlaka. Sette herkese karşı son derece saygılı biraz da mesafeliydi Ferhan Abi. Daha çok kendi kabuğuna çekilir, çok sohbet etmez; gözlemlerdi. Bütün o genç oyuncuları, bütün ekibin çalışmalarını dikkatlice gözlemlerdi. Genelde kimseye akıl vermek, büyüklük taslamak gibi bir tavrı yoktu. Çünkü zaten herkes son derece saygılıydı ona karşı. Ve o da en büyüğünden en küçüğüne gösterdiği saygının karşılığını almış olurdu böylece.
İzmir.Art: Ferhan Şensoy’un sanatını ve eserlerini ortaya koyarken, altında imzası olan her şeyde politik duruşunun yansımalarını gördük. Şensoy, sizin projenizde canlandırdığı ‘Saffet Hoca’ karakteriyle, benzer dünya görüşlerine sahip. Bu benzerliğin rolü kabul etmesinde sizce etkisi olmuş mudur? Bunun bir yönetmen olarak size sağladığı avantajları oldu mu?
Iraz Okumuş: Rolü kabul etmesinde etkisi olduğuna eminim. Bana sağladığı avantaj diye bir şey söz konusu değil aslında çünkü karşınızda her rolü oynayabilecek bir usta var. Ona bir konfor alanı yaratmıştır biraz belki o kadar. Son olarak, onu kaybedeli iki yıl oldu ama benim meslek hayatımın en önemli günleri ve en önemli anları onunla geçirdiğim zamanlardı. Yokluğu, giderek sanatsal anlamda çoraklaşan ülkemizde herkes için toplum için olduğu kadar benim için de çok büyük kayıp.