Martha Graham Dans Tiyatrosu Röportajı: “Keşke dans ettiğimiz her yerin toplumuyla İzmir’deki gibi bir bağ kurabilsek”

96 yıllık geçmişiyle Amerika Birleşik Devletleri’nin en eski dans topluluğu olan ve modern dansın öncüsü Martha Graham tarafından kurulan "Martha Graham Dans Tiyatrosu", 35. Uluslararası İzmir Festivali kapsamında İzmirliler'e çok özel bir akşam yaşattı. Begüm Tatari, sanat yönetmeni Janet Eilber ile sanat yönetimi vizyonu, Graham’in yaratım süreci, İKSEV ile yaptıkları işbirliği ve günümüz dünyasında sanatın rolü hakkında bir röportaj gerçekleştirdi.

Begüm Tatari 27 Temmuz 2022

Martha Graham Dans Tiyatrosu’nun Sanat Yönetmeni Janet Eilber:

“Keşke dans ettiğimiz her yerin toplumuyla İzmir’deki gibi bir bağ kurabilsek”

Efsanevi Martha Graham Dans Tiyatrosu (Martha Graham Dance Company - MGDC), 28 Haziran’da Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda, izleyicilere çok özel bir akşam yaşattı. MGDC, İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) düzenlediği Uluslararası İzmir Festivali çerçevesinde, Graham henüz hayattayken 1990 yılında ve ayrıca 2014’te İzmir’deydi. Bu yılki 35. Uluslararası İzmir Festivali ile şehre üçüncü kez gelmiş oldu. 

Program Graham’in, adını çok sevdiği şair Emily Dickinson’a ait bir yazıdan alan “Acts of Light” başlıklı, 1981 tarihli üç bölümlük koreografisi ile başladı. Takiben, Graham’in 1933’te yarattığı, Virginie Mécène’nin 2017’de yeniden düzenlediği solo eser, “Ekstasis” sahnelendi. 

Sonra sıra, İKSEV ile MGDC’nin çok katmanlı ortak projesinin ürünü olan iki koreografinin dünya prömiyerine geldi. İKSEV’in teklifiyle MGDC, vakfın bugüne dek 11 kez düzenlediği Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması’nı kazanan eserlerden birini seçerek, ona özel iki koreografi oluşturmuştu. Baş dansçılar ve koreograflar Lloyd Knight ile Xin Ying’in, 10. Beste Yarışması'nın (2018) birincisi Doğaç İşbilen'in Piyano Konçertosu'nun iki bölümü için hazırladığı bu yeni koreografiler, projeye kabul edilen Türkiye’den 17 genç dansçı tarafından icra edildi. Dansçıların MGDC ile İzmir’de yaptıkları sadece 35-40 saatlik çalışmanın ardından sahneye koydukları “Animato” ve “Instantaneous Speed” adlı eserler, coşkuyla alkışlandı. 

Program, Graham’in sanatçı Kandinsky’nin bir eserinden ilhamla yarattığı ve ilk gösterimi 1948’de yapılan “Diversion of Angels” koreografisiyle sona erdi. 

O akşam bizleri başka bir boyuta yükselten MGDC, 96 yıllık geçmişiyle ABD’nin en eski dans tiyatrosu. Topluluğun kurucusu Martha Graham (1894–1991), Pablo Picasso, Igor Stravinsky, James Joyce ve Frank Lloyd Wright ile birlikte 20. yüzyılın başlıca sanatsal güçlerinden biri kabul ediliyor. TIME dergisi Graham’i “Yüzyılın Dansçısı” olarak adlandırmış, People dergisi “Yüzyılın Kadın İkonları” arasında göstermişti. Graham, hayatı boyunca 181 bale gösterisi ve kapsam ve büyüklük olarak baleye benzetilen bir dans tekniği yarattı. Bette Davis, Kirk Douglas, Madonna, Liza Minnelli ve Gregory Peck gibi isimlere, bedenlerini bir ifade aracı olarak nasıl kullanabilecekleri konusunda eğitim verdi. Eşsiz vizyonu, yaratıcı dehası ve dansa verdiği hizmetlerden dolayı, aralarında ABD’nin en yüksek sivil ödülü olan Özgürlük Madalyası ile ABD Ulusal Sanat Madalyası’nın da bulunduğu sayısız onur ve ödüle layık görüldü. Modern dönemin önde gelen birçok bale koreografı, Martha Graham Tekniği üzerine eğitim almış veya onun dans topluluğunun üyesi olmuştur. 

Bugün, 2005’ten beri Janet Eilber'in sanat yönetmenliğinde olan MGDC, Graham'ın başyapıtlarının yanı sıra çağdaş sanatçılar tarafından yaratılan yeni eserler de sergiliyor. Kuruluşundan bu yana 50'den fazla ülkede izleyiciyle buluşan MGDC, Metropolitan Opera, Carnegie Hall, Paris Opera Evi ve Covent Garden gibi tanınmış sahnelerin yanı sıra Büyük Mısır Piramitleri’nde ve Atina Akropolis'te sahne aldı. Topluluk, son yıllarda ana sahne performanslarının ötesinde, farklı projeler gerçekleştirdi. Google Arts and Culture, YouTube ve Cennarium aracılığıyla önemli dijital içerikler ortaya koydu, sosyal medya üzerinden yeni kitlelere ulaşmak için bir model oluşturdu. 

Janet Eilber

 Kariyerinin ilk zamanlarında MGDC’nin baş dansçılarından biri olan Eilber, Graham ile yakın bir işbirliği içerisinde çalıştı. Graham’in eserlerinin çoğunda ve Graham’in yönetiminde sahne aldı; Graham, ona özel roller yarattı. Eilber, Beyaz Saray’da solo performans sergiledi, Rudolf Nureyev ile dans etti. Sanatçı, Graham baleleri için uluslararası ölçekte eğitmenlik ve yönetmenlik yapıyor, dersler veriyor. Graham ile yürüttüğü çalışmalardan ayrı olarak, filmlerde, televizyonda ve Agnes de Mille ve Bob Fosse gibi ustaların yönetiminde Broadway'de sahne aldı ve çığır açan Amerikan modern dansının yeniden yapılandırılması ve performansı nedeniyle dört kez Lester Horton Ödülü’ne layık görüldü. 

 

Eilber ile sanat yönetimi vizyonu, Graham’in yaratım süreci, İKSEV ile yaptıkları işbirliği ve günümüz dünyasında sanatın rolü hakkında bir röportaj yaptık. 

 

Begüm Tatari: Martha Graham'ın mirasını geleceğe taşıma konusundaki vizyonunuzu nasıl tarif edersiniz? Özellikle odaklandığınız alanlar, öncelikleriniz neler?

Janet Eilber: Martha'nın mirasını -inanılmaz yaratıcılığını, merakını ve yenilikçiliğini- geleceğe taşınmak için ilham kaynağı olarak kullanmaya gerçekten odaklanıyoruz. Günümüzün izleyicileriyle bağlantı kurmanın yeni yollarını bulmak için çok fazla deneme yapıyoruz ve sürekli çalışıyoruz. Bu, ana sahne performanslarımızdan sosyal medyamıza ve günümüzün en iyi koreograflarının yeni işlerini sipariş etmemize kadar yaptığımız her şeye örülmüştür. 

Uluslararası İzmir Festivali ile son projemiz, topluluğumuzu genişleten türden bir projenin harika bir örneği. En üst seviyedeki dansçılarımızdan ikisi, Xin Ying ve Lloyd Knight'ı üç hafta boyunca şehrinize yerleştirdik ve genç Türk dansçılarla tamamen yeni iki sanat eseri yarattık. Harika bir Türk bestecinin yarattığı müzikten ilham aldılar. Bu, Martha Graham'ın mirasını ve çalışmalarımızı ülkenizdeki gelecek nesle bağlayan uluslararası bir işbirliğiydi. Keşke dans ettiğimiz her yerin toplumuyla böyle bir bağ kurabilsek.

Lloyd Knight & Xin Ying   Fotoğraf: Kutsal Lenger

BT: “Acts of Light” eserinde Graham’in, Netflix dizisiyle yeniden gündeme gelen Halston ile birlikte tasarladığı, “Instantaneous Speed”de ise Donna Karan ile birlikte tasarladığı kostümleri sahnede görmek heyecan vericiydi. Graham’in her yeni çalışmasını -dans, kostüm ve müzikle- bütünlük içinde tasarladığını okudum. Kendisinin yaratım süreci nasıldı?

JE: Martha'nın yaratım süreci, uzun kariyeri boyunca evrimleşti. Devriminin başlangıcında, 1920'lerde ve 30'larda, tamamen yeni bir dans türü yaratmak için mücadele ediyordu. Tüm süslemeleri soyup çıkarıyordu. Amacı, yalnızca duygu uyandırmak için gereken temel hareketi kullanmaktı. Dolayısıyla o zamanki yaratım süreci radikal, çok şiddetli ve spesifikti. Dans sözlüğünde beden dilinin özlerini kullanma hedefine ulaştığında, teatral çalışmaları daha geniş bir tema ve anlatı yelpazesinin yanı sıra sürekli genişleyen bir hareket sözlüğü ile çok daha karmaşık hale geldi. Martha, bir sonraki eseri için sürekli ilham arıyordu. Fikirlerinin yer aldığı defterler tuttu. Her yerde ilham buldu -romanlardan, şiirlerden, sanat eserlerinden, doğadan, hayvanlardan, müzelerden ve insanlardan. Hareket ifadelerini geliştirmeye başlamadan önce, yaratmak istediği dünyayı anlardı. 

Ben onun topluluğunda dans ederken, dansı yapmaya başlamadan önce tüm bu materyalleri bizimle paylaşırdı. Ve haklısınız, sahnedeki alanın kullanımından kostümlere, ışıklandırmaya, müziğe ve tabii ki harekete kadar, her dansın tüm dünyasını yaratmak için bütün unsurları tasarlardı - ya da işbirlikçileriyle çok yakın çalışırdı.

 

 

BT: İKSEV’le gerçekleştirdiğiniz özel projeye ilişkin süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sonuçlardan memnun musunuz?

JE: Sonuçlardan büyük heyecan duydum ve seyircinin de bu yeni dansların performanslarına coşkulu bir tepki verdiğini kabul edeceğinizi düşünüyorum. Tamamlanmış dansların büyük başarısı ile birlikte süreç bizim için çok önemli. Yaratıcı bir sürecin parçası olmak hem zihinsel hem fiziksel hem de duygusal olarak zor bir iştir. Katılan tüm genç Türk dansçıların olağanüstü, hatta belki de hayat değiştiren bir şeyin parçası olduklarını hissettiklerine inanıyorum. Ve bu projelerde yer alan herkesle böylesine derin bir şekilde çalışarak Graham “ailesini” genişlettiğimizi hissediyoruz.

- İksev'de Türkiye'den dansçılarla prova - Fotoğraf: Kutsal Lenger

BT: Uluslararası İzmir Festivali için 2014'te de İzmir'e gelmiştiniz. 2014'teki deneyiminizi 2022'dekiyle nasıl karşılaştırırsınız?

JE: Her iki ziyaret de olağanüstü ve unutulmazdı! İlk ziyaretimizde de özel bir işbirliğimiz olduğunu hatırlarsınız – Türk öğrenciler “Panorama” adlı bir Martha Graham klasiğini icra etmişlerdi. Gelecek nesille aynı sahneyi paylaşabildiğimiz zaman, toplum ve seyirciyle ne kadar harika bir bağ hissettiğimizi anlatamam!

BT: Dünyanın mevcut durumunda, sanatın rolü nedir?

JE: Uluslararası İzmir Festivali'nde olduğu gibi, insanların sanatı dünyaya getirmek için birlikte çalıştıklarında ortaya çıkan bağı tüm toplumların hissedebildiğini hayal edin. Bu, farklı diller konuşsanız bile anlayış, empati ve sevgiye ilham veren bir çabadır. Kalbe hitap eden ifadeler yaratmak ve paylaşmak, bugün dünyada olup bitenlerin en kötü yanını aşıyor ve hepimize, insanlığın içindeki iyiliğin hâkim olacağına dair umut veriyor.

Begüm Tatari & Janet Eilber

 

 

 

Fotoğraflar
Videolar