Onay Akbaş ile Bir Uçtan Öbür Uca Resim

Ressam Onay Akbaş’ın çalışmalarından oluşan "Çizgi Bir Uçtan Öbür Uca Eskizler 1984 – 2023" sergisi geçtiğimiz 23 Mayıs’ta Kültürpark Atlas Pavyonu'nda ziyarete açıldı. Küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın yaptığı serginin açılışına, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, Sunay Akın gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda İzmirli katıldı. Sanatçının 1984 - 2023 yılları arasındaki çalışmalarını içeren sergi, 30 Temmuz 2023 tarihime Kültürpark, Atlas Pavyon’da ziyaret edilebilir. İzmir.art olarak Onay Akbaş ile sergi, resimleri ve sanat yaşamı üzerine konuştuk.

25 Mayıs 2023 Kaynak: İzmir.Art

Onay Akbaş ile Bir Uçtan Öbür Uca Resim

Ressam Onay Akbaş’ın çalışmalarından oluşan "Çizgi Bir Uçtan Öbür Uca Eskizler 1984 – 2023" sergisi geçtiğimiz 23 Mayıs’ta Kültürpark Atlas Pavyonu'nda ziyarete açıldı. Küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın yaptığı serginin açılışına, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, Sunay Akın gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda İzmirli katıldı. Sanatçının 1984 - 2023 yılları arasındaki çalışmalarını içeren  sergi, 30 Temmuz 2023 tarihine kadar Kültürpark,  Atlas Pavyonu’da ziyaret edilebilir. İzmir.Art olarak Onay Akbaş ile sergi, resimleri ve sanat yaşamı üzerine konuştuk. 

 

Fotoğraf: İzmir.Art/Fatih Bilgin

 

İzmir.Art: Tuvale ilk fırçayı sürmenize vesile olan itki neydi, bugün resim yapmanızı ne tür itkiler belirliyor?

Onay Akbaş: Ben klasik sanat eğitimi aldım. Yani Rönesans ustalarından bu yana desen önemli bir yer tutuyor. Ben de klasik sanat eğitimimin etkisiyle desenle başlıyorum resme. Bir fikrin forma dökülmeden önce eskizlerinin, desenlerinin yapılması ve daha sonra bunun tuvale ya da başka bir materyale montaj aşaması başlıyor. Ben resme başlamadan önce mutlaka bir konsept belirlerim ve bu konsept etrafında okumalar yaparım. Yapacağım resmin arka planını hazırlamaya çalışırım. Ardından bu fikri giyindikten sonra eskizler veya desenler çıkmaya başlar. Bir fikir var elinizde sübjektif olarak ama o fikir desenle oluşmaya başlar. Bu yüzden deseni çok önemserim, benim için bir el lambası işlevi görüyor. Bu yüzden serginin adına “Çizgi” adını verdik. 

İzmir.Art: Çizgi Bir Uçtan Öbür Uca serginiz Fransa’dan İstanbul’a ve şimdi de İzmir’e geldi. Sanat yaşamınızın retrospektifi niteliğindeki serginizi ve eserlerinizle yaptığınız yolculuğunuzu sizden dinleyebilir miyiz?

Onay Akbaş: Ben yıllardır yaptığım eskizlerimi saklarım. Burada gördüğünüz eskizler, benim bir ressam olarak mutfağım. Sanatçılar genel olarak mutfaklarını göstermekten çekinirler, ben özellikle gençlere mutfağımı açmak istedim. Bu yüzden bu sergi gezici bir hal aldı. Paris’te başlayan sergi oradan İstanbul’a bugün de İzmir’e geldi. Burada gördüğünüz eserlerin büyük çoğunluğu dünyanın pek çok kentindeki koleksiyonlara dağılmış vaziyette. Koleksiyonerler de aslında ellerindeki resimlerin eskiz hallerini burada keşfedebilirler. Ayrıca, sergi için kimi koleksiyonerlerden bazı tuvalleri alarak serginin retrospektif olmasını sağladık. Böylece benim bir sanatçı olma yolculuğumda geçtiğim her etabın görünmesini amaçladık. Tabi ben de bu 40 yılı yeniden dolaşıyorum. 

İzmir.Art: Sergide yer alan “Ölü Fikirler Tarlası” duvarını oluşturmanızın nedeni nedir?

Onay Akbaş: Ziyaretçiler sergiyi gezerken iki bölümü keşfedecekler. İlki, “Ölü Fikirler Tarlası”. Bu bölümde duvarı ikiye böldük. Birinci bölümde benim çizmeye başladığım ama sonrasında sanat eseri olmayacağına karar verip buruşturup çöpe attığım eskiz kâğıtlarım var. İkinci bölümü için ise duvarın önünde bir masa koyduk. Bu masada ziyaretçilerin bir fikir çizmelerini, çizdiklerinin sanat eseri olmayacağını düşündükleri kâğıtları buruşturup masanın altındaki çöpe atmalarını istediğimiz bir not duruyor. Çöpe atılan bu çizimleri, her akşam bu duvara ekleyerek “Ölü Fikirler Tarlası”nı tamamlayacağız. 

Serginin diğer bölümünde ise Datça’da bir çay bahçesinin adisyonlarına yaptığım çizimler var. Yıllarca aynı çay bahçesinden bu adisyonları topladım. Her günün bitiminde mekânın sahibinden, hesabı kapattıktan sonra, bu adisyonları aldım ve üzerine çizimler yaptım. “Ölü Fikirler Tarlası”nın aksine bu kez çöpe atılmış kâğıtları birer sanat eserine dönüştürdüm. Sergiye gelecek olan ziyaretçilerin bu iki bölüm arasında sanat ve doğayla bir bağ oluşturmasını istedik. 

İzmir.Art: Türkiye’de başta resim ve heykel olmak üzere güzel sanatların gelişimine ilişkin  değerlendirmeniz nedir? 

Onay Akbaş: Türkiye’de son 50 yıldır sanat kurumsallaşıyor. Müzeler, bankaların sanat mekânları, özel koleksiyonlar ve açılan galerilerle sanat endüstrisi kurulmaya başladı. Çok iyi küratörler ve sanat tarihi uzmanları yetişiyor. Dünya'nın pek çok ülkesinden daha iyi durumdayız. Türkiye ekonomisi geliştikçe kültür ekonomisinin de daha büyüyeceğini düşünüyorum.

İzmir.Art: Eserleriniz daha önce de izleyici ile buluştu İzmir’de. Nasıl bir ilişkiniz var İzmir ile?

Onay Akbaş: İzmir benim için hep pozitif bir kentti. Ben askerliğimi Maltepe Askeri Lisesi’nde resim öğretmeni olarak yaptım. Askerliğimi burada bitirip Paris’e gittim. Daha sonra farklı tarihlerde sergilerimle İzmir’e geldim. İzmir’in insanı, iklimi bana hep pozitif gelir. Bu yüzden serginin İzmir’de mutlaka sergilenmesini istedim. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Atlas Pavyon gibi bir sergi alanını hizmete açması çok önemli. Fransa’da sergi galerileri küçük salonlardır. Benimle beraber  iki Fransız sanat eleştirmeni de geldi. Atlas Pavyonu’nu görünce çok etkilendiler. Buradan döndüklerinde yazacakları izlenimde muhakkak bundan da bahsedeceklerdir. 

 

Fotoğraflar