İzmir Tarih ve Sanat Müzesi

Kültürpark'ın kuruluşu sırasında başlayan müze kurma fikri, burada diğer müzelerden bağımsız olarak 2004 yılında bir müzenin kurulmasıyla hayata geçirilmiş oldu. Kültürpark'ın bir halk üniversitesi olması amacına da uygun olan bu müze, yukarıda da belirtildiği gibi üç bölümden oluşur. Başta Ulucak Höyük, Limantepe, Baklatepe, Agora ve Eski Smyrna kazıları olmak üzere İzmir'in 9500 yıllık tarihini ziyaretçilere sunan müzede, prehistorik dönemden başlayarak Roma Dönemi'ne kadar taş, pişmiş toprak, cam ve metal eserler sergilenmektedir. Müzenin taş eserler bölümünde; arkaik, klasik, Helenistik ve Roma dönemlerine ait heykel ve kabartmalarla, mezar stelleri ve diğer plastik eserler sergilenir. Kıymetli eserler bölümünde; antik dönemde kullanılan sikkeler, bronz, cam ve pişmiş toprak eserleri izlemek olasıdır. Seramik eserler bölümündeyse; İzmir ve çevresindeki prehistorik ve klasik dönem kazılarından çıkarılmış buluntular sergilenir.

Üç ayrı binadan oluşan kompleksin, bugün seramik eserler bölümü olarak kullanılan yapısı, Bruno Taut tarafından tasarlandı. Bina, 1939'da Maarif Vekaleti Kültür Pavyonu olarak inşa edildi, Kültürpark'ın kurulması sırasında planlanan ancak gerçekleştirilemeyen, İnkılap Müzesi'ne alternatif olarak kuruldu. Bina, modern Cumhuriyet'in önemli bir vitrin yapısı olmanın yanı sıra, sergileme kültürünü anlamak açısından da önemlidir. Bruno Taut'un ani ölümü sonucu bina, Maarif Vekaleti mimarları tarafından tamamlandı. Bina, kademelendirilmiş yapısıyla, Berlin'de 1910 yılında yine bir fuar pavyonu yapısı olarak inşa edilmiş, Trager Verkaufs- Kontor binasının daha masif bir alternatifi gibidir. Sonraki, dönemlerde Arkeoloji Müzesi, müzenin taşınmasıyla İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açıldığı tarihlerde başta Çin Halk Cumhuriyeti Pavyonu olmak üzere, değişik ülkelerin ve kurumların pavyon binası olarak kullanıldı. Müzenin kıymetli eserler bölümü olarak kullanılan yapısıysa, 1937 yılında Mimar Fuat Saylam'ın tasarladığı ve yine Kültürpark fikri içinde planlanan ve sağlıklı bir toplum yaratma idealine hizmet etmesi amacıyla, 'Sağlık Müzesi' olarak inşa edildi. Taş eserlerin sergilendiği yapıysa, oldukça yeni bir yapıdır ve ilk önceleri KKTC Pavyonu olarak kullanıldı, sonrasında müze kompleksine dahil edildi. Müzenin girişinde, karşıda yer alan uzun havuzsa daha sonraları yine müzenin bir parçası olarak kullanılacak şekilde bu komplekse eklendi.