Geçmişten Günümüze Punk Rock

Dora Uzkesici, ele aldığı yazıda kuşaktan kuşağa aktarılan ve Dünya çapında önemli bir alt kültür unsuru olarak varlığını sürdürmüş punk kültürünü ve bu kültürün en önemli yansımalarından olan punk rock müziğini Dünya'dan ve Türkiye'den örnekleriyle tarihsel bir perspektifle sunmaktadır.

Dora Uzkesici 11 Ocak 2022

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE PUNK ROCK

Bu yazıda sizlerle köklü bir geçmişi olan, kuşaktan kuşağa aktarılan ve dünya çapında önemli bir alt kültür unsuru olarak varlığını sürdürmüş punk kültürünü ve bu kültürün en önemli yansımalarından olan punk rock müziğini genel hatları ile aktarmaya çalışacağım. Punk kültürünü ve punk rock’ı incelerken bu akımın çıkış noktasının İkinci Dünya Savaşı sonunda gerçekleşmeye başlayan tüketim kültürünün, sosyo-ekonomik koşulların ve mekanik bir anlayışla ilerleyen sanayi üretiminin payı olduğunu belirterek başlamakta fayda var. ABD’de 1960’larda babyboomer olarak nitelenen jenerasyonunun ve savaş sonrası ekonomisini düzeltmeye başlayan ve kapitalizm temelli büyümeye geçen İngiltere’nin iki boyutu oluşturan bir punk kültürünü meydana getirmeye başladığını söyleyebiliriz. Punk kültürünü ABD ve İngiltere temelli iki farklı boyut olarak incelemek doğru olsa da, punk kültürünün oluşumuna giden yolda iki ülkenin de benzer koşullarda bulunduğunu göz önüne almak gerekiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyanın yeni süper gücü haline gelmiş ABD’de, savaş sonrası ekonominin büyüyeceğine ve kapitalizmin ideal bir dünya düzeni oluşturacağını dair iyimser bir hava hakimdi. İngiltere ise savaş kazanılmış olsa da bitik olan sanayiyi canlandırmak, topyekün bir kalkınma gerçekleştirmeyi planlıyordu. Bu da kitle üretimi ve kitle tüketimine giden yolu açmış oldu. Üretimin mekanikleştiği, insanların bu mekaniğe uyum sağladığı, tamamen verim elde etmek ve yüksek kazanç elde etmeyi odağa alan bu düzende punk kültürü ve punk’ın ses bulan hali punk rock, sistemi eleştiren önemli bir kültürü oluşturmaya başladı. Punk kültürü de bu koşullar altında ve bu koşulların karşısında olan protest ve muhalif tavrı ile oluşmaya başladı. Yeri gelmişken punk kültürünü ve hippi akımını burada bir cümle ile ayırmak gerekebilir. Bu iki kültür eleştirel olarak aynı konular üzerinde kesişse de punk kültürünün daha protest, agresif ve radikal bir duruşu olması bakımından hippi kültüründen farklılık gösterdiğini söyleyebiliriz. 

Punk Rock’ın Genel Özellikleri

Punk Rock, yüksek tempolu, enerjisi güçlü, şarkıların görece kısa olduğu ve sözlerin yüksek sesle söylendiği bir müzik özelliği gösteriyor. Bir müzik şirketi bünyesinde albüm çıkarmaktan ziyade, kendin yap (do it yourself) felsefesinden hareket edilerek grubun genellikle hücum kayıt olarak stüdyoda kaydettiği demolar müziğin paylaşılmasında kullanılıyordu. Müziğin yaygınlaşması ve imkanların artması ile birlikte, sadece punk rock gruplarına yer veren plak ve müzik şirketlerinin oluşumu da yıllar içinde gerçekleşti. Günümüzde halen punk rock gruplarını destekleyen müzik şirketleri varlıklarını sürdürüyorlar. Punk Rock müziğin kronolojik hikayesine başlamadan evvel, bu müziği icra etmiş veya eden birçok önemli grubun ve müzisyenin olduğunu söylemek gerek. Yazının içeriğinde değinmeyi ihmal ettiğim veya gözden kaçırdığım gruplar olacaktır, bu nedenle şimdiden affınıza sığınıyorum. ABD’de punk rock müziğin çıkışında 1970’li yıllar ve Michigan eyaletinden çıkan The MC5 ve The Stooges gruplarından söz edebiliriz. Stooges’in vokali olan Iggy Pop ve grubun önemli şarkılarından olan “I wanna be your dog” şarkısı agresif ve radikal bakış açısını yansıtan önemli bir şarkıydı. Daha sonra New York şehrinde açılan CBGB adlı mekan, punk müziğin mabedi haline geldi. Bu mekan 2006 yılına kadar varlığını sürdürdü. Bu mekandan çıkan önemli gruplar arasında The Ramones, Blondie, Patti Smith, The New York Dolls, The Voidoids bulunuyor. 

CBGB New York

 

ABD’de punk rock müziğin özellikle orta gelir grubunda olan kitleye hitap ettiği, şarkıların kısa süreli olduğu ve net bir mesaj içerdiğini söyleyebiliriz. İngiltere’de ise, Londra şehrinin punk müziğin ortaya konduğu ilk şehir olduğunu görüyoruz. ABD’den farklı olarak punk rock, düşük gelir grubunun radarında olan, ülkedeki sosyal ve ekonomik adaletsizliklere güçlü bir şekilde vurgu yapan bir anlayışı temsil ediyor. Punk Rock müziğinin yaygınlaşmasında Londra, New York menşeli gruplar, ABD coğrafyasından çıkan gruplar ve müziğin yayılmasını teşvik etmek için kurulan müzik şirketlerinin önemli payı bulunuyor. İngiltere’den çıkan önemli gruplar arasında Sex Pistols, The Clash, The Damned, The Buzzcocks sayılabilir. ABD’de New York dışında, Los Angeles (X, the Germs ve Black Flag), San Francisco (Dead Kennedys), Washington, DC (Bad Brains ve Minor Threat) punk rock müziğin gelişmesine katkı veren şehirler oldular. Tüm bu şehirlerin ortak özelliğinin, sanayi temelli kalkınma sağlayan önemli şehirler olmaları ve şehirdeki yaşam koşullarının ve sosyo-ekonomik durumun punk rock’ın eleştirdiği noktada olması şeklinde değerlendirilebilir.

 

The Ramones

Punk Rock, yıllar içinde zamanın koşullarından, teknolojik gelişmelerden, müzisyenlerin yaratıcılığından etkilenerek kendi içinde alt kategoriler meydana getirmeye başladı. Bu kategoriler hem ana boyut olan punk rock müziği beslemeye devam etti hem de müziğin devamlılığı ve punk rock felsefesinin gelecek kuşaklara aktarılması noktasında punk kültürünü ve punk rock müziği destekledi. Alt kategoriler özellikle 1990’larda artmaya ve 2000’lerde zirve noktasına çıkmış oldu. Bu 20 yılda özellikle new school olarak adlandırılacak olan ekol, punk kültürünün temeline olabildiğince bağlı kalarak müzik yapmayı ve üretmeyi sürdürdüler. Buna karşılık bazı alt kategorilerin ve bu kategorilerde müzik üreten grupların punk’ın felsefi kökeninden uzaklaştığına dair eleştiriler aldığına değinmekte fayda var. Bu yazıda punk rock’ın alt kategorilerini oluşturan altı alt kategoriyi ve bu kategorilerde yer alan bazı grupları sizlerle paylaşmak istiyorum.

  1. Hardcore-punk ( Biohazard, Misfits, the Bags ve Gorilla Biscuits),
  2. Post-punk (Fugazi, Drive Like Jehu, Gang of Four, Jawbox ve Shudder to Think),
  3. Noise rock (Sonic Youth,Velvet Underground ve Lou Reed),
  4. Glam (Mötley Crüe ve Manic Street Preachers),
  5. New wave (Joy Division ve New Order),
  6. Pop-punk (Green Day ve Blink-182).

Özellikle 2000’li yıllarda punk rock gruplarının ve düzenlenen konserlerin sayısında önemli artış oldu. Müziğin dünya çapında kayda değer sayıda dinleyicisinin olması punk rock festivallerinin düzenlenmesini olanaklı kıldı. Bir noktada konser ve festivallerde sponsor etkisinin devreye girmesi ve bu etkinliklerin ekonomik boyutu “punk’ın felsefesine aykırı” tartışmalarına neden oldu. Punk Rock grubu olan Offspring’in Türkiye’ye ana sponsor Coca Cola tarafından getirilmesi, küresel trendler meydana getiren ve gençlere hitap eden MTV’nin punk rock’a daha çok yer vermesi, ABD’de sponsorların önemli desteğiyle 25 yıl varlığını sürdüren Vans Warped Tour gibi etkinlikler punk rock’ın geniş kitlelere yayılmasının yanı sıra sponsor şirketlerin küresel yapıları nedeniyle eleştirilmelerine sebep oldu. Var olan bu durumu ortaya koyarak Türkiye’de punk rock’ın kronolojik gelişimine kısaca bakalım.

 

Vans Warped Tour

 

Türkiye’de Punk Rock

Türkiye’de punk rock müziğin gelişimi de ABD’deki ve İngiltere’deki süreçlere benzetilebilir. Ne var ki, Türkiye’nin endüstri devrimi sürecini yaşamamış olduğu, tarım ülkesi hüviyetini uzun süre koruyarak ardından hizmet sektörlerinin yoğun olarak yükselişe geçtiği bir dönemi takip ettiğini söyleyebiliriz. Fakat, Türkiye’nin doğu-batı medeniyetleri arasında yer alması, kendine özgü toplumsal yapısı, siyasi geçmişi ve sosyo-ekonomik yapısı ile punk kültürünün çıkış ve eleştiri noktasında olan konulardan hiç de uzak olmadığını söylemekte fayda var. Türkiye’de 1987 yılında kurulan Athena, 1991’de kurulan Spinners, 1992’de kurulan Radical Noise, 1993’te kurulan Rashit, CMUK ve Tampon, 1996 yılında kurulan L.E.S.S. ve 1999’da kurulan Second ilk punk grupları arasında sayılabilir. Bu gruplarda yer alan kadın müzisyenlerin de müziğin gelişiminde değerli katkıları olduğunu ifade etmekte fayda var. Yukarıda saydığım gruplar arasında varlıklarını sürdüren grupların olması da müziğin devamlılığı açısından önemli. Özellikle 2000’ler dünyaya paralel olarak ülkemizde de punk rock müzikle ilgilenen grup sayısında ve düzenlenen konser sayısında önemli bir artışı getirdi. Bir diğer önemli nokta, kurulan punk rock gruplarının farklı şehirlerde ve coğrafi bölgelerde yer almaları olarak vurgulanabilir. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Eskişehir gibi farklı şehirlerde kurulan gruplar hem punk rock gelişimine katkı sağladılar hem de bulundukları coğrafi bölgedeki koşullara da uygun olarak kendi özgün punk rock duruşlarını ortaya koydular. 2010’larda grup sayısının biraz geriye gittiği söylense de müziğin icra edilmeye devam edilmesi ve sürdürülmesi oldukça değerli. 35 yaşında bir punk rock sever olarak, punk rock gruplarının varlığını sürdürmesi, bu gruplara yer veren mekanların var olması ve her jenerasyonun müziğe ayrı bir katkı ve enerji sunması beni oldukça mutlu ediyor. Üzerine kitaplar yazılmış, belgeseller çekilmiş punk rock müziğe, bu yazıda çok genel hatlarıyla ve kısa bir özet şeklinde değinmeye çalıştım. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. 

 

Dora Uzkesici

 

 

 

Fotoğraflar
Videolar
Yazar Profili
Dora Uzkesici
Dora Uzkesici

1 İçerik

Lisans eğitimini uluslararası ilişkiler alanında tamamlayan Dora Uzkesici, pazarlama biliminin dinamik ve eğlenceli atmosferinden etkilenerek yüksek lisans ve doktora düzeyindeki eğitimini pazarlama bilim dalında sürdürmeye karar vermiştir. 2014 yılından itibaren Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinde ölçme değerlendirme uzmanı olarak görev yapmaktadır. 2017 yılından itibaren de Pazarlamasyon.com internet sitesinde haftalık olarak güncel pazarlama konuları üzerine köşe yazılarını sürdürmektedir. Doktora eğitimi boyunca iki bilimsel araştırma projesinde yer almıştır. Bildirileri ve makale çalışmaları bulunmaktadır.

Yazar Profil Sayfası
Tag Kütüphanesi