Müzeler Geçmişle Gelecek Arasında Bir Köprü - Doç. Dr. Dilek Maktal Canko ile Müzelerin Eğitsel ve Kültürel Rolü Üzerine

18 Mayıs Uluslararası Müzeler Günü kapsamında Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko ile bir araya geldik. Müzelerin rolünü, kültürel önemini ve müzelerin eğitimdeki yeri gibi konular üzerinde bir röportaj gerçekleştirdik.

Osman Katmerci 20 Mayıs 2025

Müzeler, toplumların kültürel mirasının korunmasındaki rolü ile geçmiş ve günümüz arasında güçlü bir bağ kurar. Bu bağ, toplumsal hafıza ve kültürel aktarım açısından önemli bir yerde dururken toplumsal meselelere de farklı bir bakış açısı sunmayı mümkün kılar. Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından tüm dünyada 18 Mayıs tarihinde kutlanan Uluslararası Müzeler Günü, çeşitli etkinlikler ve projelerle birlikte kültürel bilinci arttırmayı hedefliyor. 2025 yılı için ana temayı "Hızla Değişen Toplumlarda Müzelerin Geleceği" olarak belirleyen ICOM, bu doğrultuda geleceğe dair çözüm arayışlarına odaklanıyor. 18 Mayıs Müzeler Günü kutlamaları, tüm hafta boyunca (18-24 Mayıs) çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

18 Mayıs Uluslararası Müzeler Günü kapsamında Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko ile bir araya geldik. Müzelerin rolünü, kültürel önemini ve müzelerin eğitimdeki yeri gibi konular üzerinde bir röportaj gerçekleştirdik. Müze yönetimi olarak çeşitli projeleri hayata geçirmeye devam ettiklerini ifade eden EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, ''Müzeler, geçmişi anlamamızı, kimliğimizi şekillendirmemizi ve farklı kültürleri tanımamızı sağlayan mekânlardır. Müzeler günü, müzelerin bu rollerini hatırlatmak, geniş kitlelere duyurmak ve ulaştırmak için önemli bir fırsattır.'' açıklamalarına yer verdi.

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko’nun müzeciliğe olan ilgisi nasıl başladı?

Sanat tarihçi olduğum için kültür varlıkları, müzeler, eserler her zaman en büyük tutkum olmuştu. Müzecilik ile ilgili çalışmalarım ise 2009 yılında başladı. Dönemin Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’nın Butik Müzeler Kurma projesi vardı. Kendisi bu projede görev almamı istemişti. İzmir için çok değerli olduğunu düşündüğüm bu proje için heyecanlanmamak ve kabul etmemek mümkün değildi. Öncelikle hangi konularda müzeler kuracağımızı planladık ve her biri için çalışmalara başladık. Proje kapsamında Danışma Kurulu, Bilim Kurulu ve tasarımcı arkadaşlarla birlikte süreci tamamladık. Çalışmalardan yaklaşık 6 yıl sonra Oyun ve Oyuncak Müzesi, Neşe ve Karikatür Müzesi ve Kadın Müzesi kuruldu. 

Müzeler Günü’nün önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bugünün toplumdaki kültürel bilinç açısından katkıları nelerdir? Bu etkileşimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Müzeler, geçmişi anlamamızı, kimliğimizi şekillendirmemizi ve farklı kültürleri tanımamızı sağlayan mekânlardır. Müzeler günü, müzelerin bu rollerini hatırlatmak, geniş kitlelere duyurmak ve ulaştırmak için önemli bir fırsattır. Bugün sadece müzelerin kültürel mirası koruma ve sergileme işlevini değil; aynı zamanda onların eğitim, araştırma ve toplumsal kültürel bilinç oluşturma işlevlerini de görünür kılmak için önemli bir gündür. Bu nedenle 18 Mayıs Müzeler Günü, müzelerin görünürlüğünü, her yaştan ziyaretçinin müzelerle ilişki kurma olasılığını ve kültürel miras farkındalığını arttırması açısından coşkuyla kutlanmalıdır.

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi - Dış görünüm

Ege Üniversite Etnografya Müzesi’nin, toplumun kültürel mirasını koruma açısından nasıl bir rolü var? Müzenizin koleksiyonları bu anlamda ne ifade ediyor? Ege Üniversite Etnografya Müzesi’nin tarihinden bahsedebilir misiniz?

Devlet tarafından kurulan müzelerin yanı sıra, 1980 yılından sonra kurulmaya başlanan özel müzeler arasında etnografya müzeleri de önemli bir yer edinmiştir. Günümüzde Türkiye’nin birçok şehrinde etnografya müzeleriyle karşılaşmak mümkündür. Bu müzelerden biri de Ege Üniversitesi tarafından kurulan Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi’dir. Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, Anadolu ve Balkan yörelerinin kültürünü, giysi, takı, aksesuar, ev eşyası ve geleneksel çalgı eserleri aracılığıyla inceleyen bir müzedir. Müzede, günümüzde yok olmaya yüz tutmuş geleneksel mesleklere ait el sanatları sergilenmekte olup, bu mesleklerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla terzilik, ağaç ve bakır işleme, ayakkabı ve çarıkçılık gibi meslekler de canlandırılmaktadır.

Müzenin koleksiyon oluşturma çalışmaları, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü kurucusu Yrd. Doç. Dr. Cengiz Aydın’ın öncülüğünde 2004 yılında başlamıştır. Çalışmalara, Türk Halk Oyunları bölümünden 20 kişilik uzman bir kadro katılmış ve alan araştırmalarını bu kadro tamamlamıştır. Anadolu’daki kapsamlı çalışmaların yanı sıra, yüzyıllardır Balkanlar’da yerleşmiş olan Türklerin izlerinin takip edilmesi ve kültürel aktarımın yol haritasının çıkarılabilmesi amacıyla 12 Balkan ülkesi, Ukrayna-Kırım ve Azerbaycan’da çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar çerçevesinde sözlü tarih araştırmaları, fotoğraf çekimleri ve kurumlarla işbirlikleri gerçekleştirilmiştir. 2004-2008 yılları arasında, Anadolu ve Balkanlardaki etnografik çalışmalara toplam 2 bin 1 bilim insanı ve 909 yerel kaynak kişi katılmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı ve Ege Üniversitesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen “Anadolu ve Balkanlarda Halk Çalgıları, Halk Oyunları, Geleneksel Giyim Kuşam ve Halk Müziği Müze ve Arşiv Oluşturulması Projesi” kapsamında toplanan malzemeler ve kayıtlarla oldukça geniş bir veri arşivi oluşturulmuştur. Bu belgeler ve kayıtlar, müze arşivinde korunmakta olup, aynı adlı 4 ciltlik bir eser Ege Üniversitesi Yayınları tarafından basılmıştır. Müze, sahip olduğu bu arşiv ile Türk kültürünün önemli bir kültürel bilincini muhafaza etmektedir. Bu durum, müzenin kültürel miras açısından taşıdığı önemi kanıtlar niteliktedir. Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, Anadolu ve Balkan kültürlerine ait giysi, takı, aksesuar, ev eşyası ve geleneksel çalgı örneklerini sergileyerek, bu zengin kültürel mirası yaşatmayı amaçlamaktadır. Koleksiyonunda yaklaşık 3 bin etnografik eser barındıran müze, eğitim etkinlikleriyle her yaştan ziyaretçiye Anadolu ve Balkan kültürlerini eğlenceli ve öğretici bir şekilde tanıtmayı hedeflemektedir.

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi - İç görünüm

Ege Üniversite Etnografya Müzesi toplumla bağlantıyı güçlendirme konusunda ne tür etkinlikler düzenliyor?

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, sahip olduğu zengin koleksiyonla araştırmacılara önemli çalışma olanakları sunmakta; hem müze yönetimi hem de farklı üniversitelerden akademisyenler bu koleksiyonu inceleyerek çeşitli yayınlar yapmaktadır. Müze, yalnızca eser sergilemekle ve akademik çalışmaları teşvik etmekle kalmamakta, aynı zamanda düzenlediği eğitim etkinlikleriyle toplumla olan bağlarını da güçlendirmektedir. Her yaştan ziyaretçiye Anadolu ve Balkan kültürünü tanıtmayı amaçlayan müze; atölyeler, söyleşiler, dinletiler ve canlandırmalar gibi interaktif etkinliklerle etnografik eserleri daha yakından tanıtmakta, kültürel mirası yaşatarak geleceğe taşımaktadır. Son yıllarda özellikle çocuklar ve gençleri hedef kitlesi olarak belirleyen Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, bu gruplarla olan bağlarını güçlendirmeye yönelik çeşitli etkinlikler gerçekleştirmektedir.

Müze ve eğitim ilişkisini sormak istiyorum. Müzeler, eğitimde nasıl bir rol oynuyor? Okullarla işbirliği yapıyor musunuz? Ziyaretçilerin aktif katılımını sağlamak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz? 

Geleneksel öğrenme yöntemleri, öğrencilerin bilgiye ulaşmasında önemli bir rol oynasa da; özellikle görsel ve deneyimsel öğrenme açısından sınırlı kalabilmektedir. Müze eğitimi; sanat, tarih, bilim veya kültürle doğrudan temas kurma fırsatı sunarak öğrenme sürecini zenginleştirir. Bu bağlamda, günümüzde müzeler artık sadece eserlerin sergilendiği ve korunduğu alanlar değil; aynı zamanda yaşayan öğrenme merkezleri hâline gelmiştir. Müze eğitimi, her yaştan bireye öğrenme fırsatı sunduğu için, bireylerin yaşam boyu öğrenme sürecine katkı sağlayan etkili bir yöntemdir.

Etnografya Müzesi, son dört yıldır ana hedef kitlesi olarak çocukları belirlemiştir. Gerçekleştirdiğimiz projelerin ve etkinliklerin çoğu, çocuklara yönelik atölyeler şeklinde düzenlenmektedir. Örneğin, Nuri Pınar ile gerçekleştirilen Ebru Atölyesi’nde çocukların ebru sanatını daha yakından tanımaları hedeflendi. Geleneksel Bez Bebek Yapımı Atölyesi ve Geri Dönüşüm Malzemeleri ile Oyuncak Yapımı Atölyesi’nde ise çocukların el becerilerinin gelişmesi amaçlandı. Agah Efendi İlkokulu ile birlikte yürütülen Yöresel Kültür Atölyeleri Projesi kapsamında, her hafta 25 kişilik 4. sınıf öğrenci grubuna önce müze ayrıntılı şekilde tanıtıldı. Ardından, sanat tarihi bölümü öğrencileri tarafından yöresel giysiler hakkında sunumlar yapıldı. Bu sunumların ardından, çeşitli malzemeler kullanarak öğrencilerin kendi yöresel kıyafetlerini tasarlamaları için atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Bu kapsamda, toplamda 200 çocuk ile 8 atölye düzenlendi.

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi - Etkinliklerden görüntüler 

Ayrıca Kaligrafi Atölyesi, Müzede Seramik Atölyesi, Müzede Geleneksel Kına Gecesi, Drama Atölyesi ve Fotoğraf Atölyeleri de gerçekleştirilmiştir. Her bir atölye, belirli bir okul ile iş birliği içinde, 2 ila 4 aya yayılan periyotlarla ve en az 8 atölyelik bir plan çerçevesinde yürütülmektedir. Yani bu çalışmalar, tek seferlik etkinlikler değil; süreklilik arz eden, kapsamlı programlardır. Sadece ilköğretim düzeyine yönelik değil, lise düzeyine yönelik projeler de gerçekleştirilmiştir. Örneğin geçen sene tamamlanan "Anadolu ve Balkan Objeleri İllüstrasyonu" projesinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü öğrencileri, grafik derslerinden birini müzede bir proje olarak gerçekleştirdiler. Bu illüstrasyon çalışmalarıyla ocak ayında bir sergi açıldı. Bornova Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik Bölümü öğrencileriyle de üç atölye düzenlendi. Ortaya çok güzel işler çıktı; eserler sergilendi ve başka yerlerde sergilenmeleri için teklifler alındı.

Müzelerdeki eserlerin korunması için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz? Koruma sürecinde karşılaşılan en büyük zorluklar nelerdir?

Müzelerde eserlerin zamanla fiziksel ve çevresel etkenlerle bozulması, sistematik bir koruma sürecini zorunlu kılmaktadır. Bu sürecin bilimsel, etik ve sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesi, kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasını güvence altına almak açısından büyük önem taşır. Müze koleksiyonunun büyük ölçüde tekstil eserlerden oluşması, koruma sürecini daha da hassas ve özenli bir hâle getirmektedir. Çünkü tekstil eserlerin korunması, oldukça özel bilgi ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Lifli ve organik yapıya sahip olan kumaşlar; ışık, nem, sıcaklık ve mikroorganizmalar gibi çevresel faktörlerden kolaylıkla etkilenebilir. Bu nedenle, hem teşhirde hem de depoda bulunan eserlerimizin ışık, iklim, temizlik ve depolama koşullarına özellikle özen gösteriyoruz.

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi - İç görünüm 2

Müzeler, günümüzde hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Dijitalleşme, müzelerin geleceğini nasıl şekillendiriyor? Sanal turlar, dijital koleksiyonlar, artırılmış gerçeklik uygulamaları gibi dijitalleşmeye dair yapılan çalışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dijitalleşen bir dünyada müzelerin de buna ayak uydurmak zorunda olduklarını düşünüyorum. Ayrıca dijitalleşmenin öğrenme sürecine de olumlu katkı verdiğini görüyorum. Dijital çağda müzeler artık sadece fiziksel mekânlar değil, kültürel etkileşimli ve çevrimiçi platformalar haline de geldiler. Bu durumun müzelere olumlu yansıdığını düşünüyorum. Çünkü teknolojinin sağladığı bu olanak sayesinde kültürel mirası daha geniş kitlelere ulaştırabiliyoruz. Biz Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi’nin dijitalleşme süreci için projeler yaparak AB gibi fonlara başvuruda bulunduk ancak ne yazık ki fon alamadığımız için projelerimizi gerçekleştiremedik. Ama başvurulara devam ediyoruz. Öncelikle hedefimiz sanal tur ve tüm envanterin ayrıntılı bir dokümantasyonunu internet sitemizde tüm araştırmacılara açmak. Ayrıca yaptığımız söyleşileri bile eş zamanlı olarak online yayınlamayı gelecek dönem için düşünüyoruz. Çünkü başta da belirttiğim gibi Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi, envanteri ile güçlü bir müze iken, son yıllarda eğitim etkinlikleri ile de ön plana çıkmaya başladı.

Müzeleri genç nesillere daha çekici hale getirmek için ne gibi yenilikler yapılabilir?

Müzeleri genç nesiller için çekici hâle getirmekten başka bir seçeneğimiz yok. Aslında bu bağlamda, müzeleri birer eğlence mekânına dönüştürmeliyiz. Son yıllarda hepimiz aynı duyguyu yaşıyoruz ya da en azından benim konuştuğum herkes şöyle diyor: “Zaman yetmiyor, her şey çok hızlı, bir şeyler hep eksik kalıyor.” Bu yoğunluk içinde artık gittiğimiz yerleri çok daha bilinçli seçiyoruz. Eğer bir yere zaman ayırıyorsak, buna değmesi gerekiyor. Tam da bu noktada müzelerin, klasik öğrenme yöntemlerinden farklı olarak, eğlendirerek ve duygulara küçük dokunuşlar yaparak eğitici olması gerektiğini düşünüyorum. Bence bunu başarıyla uygulayan müzeler gerçekten fark yaratıyor. Biz de gerçekleştirdiğimiz atölye ve etkinlikleri planlarken bu yaklaşımı ön planda tutuyoruz. Yani “duygulara dokunarak öğretelim” diyoruz. Müze yönetimi olarak öncelikli hedef kitlemiz çocuklar ve gençler; özellikle de üniversite öğrencileri. Öğrencilerin müzeye aidiyet hissetmeleri için “Burası sizin müzeniz; siz anlatın, siz tanıtın” anlayışıyla Müze Tanıtımı ve Müzede Rehberlik projelerini hayata geçirdik. Bu kapsamda, gönüllü gençlere önce müzemiz hakkında eğitim verdik, ardından onların planlı bir şekilde gruplarla buluşarak rehberlik yapmalarını sağladık. Müzeye aidiyet geliştiren öğrenciler, daha önce müzeyi hiç duymamış olan Ege Üniversitesi öğrencilerine ve öğretim üyelerine ulaştı; onları müzemizi tanımaya ve etkinliklere katılmaya davet etti. Şu anda bu projeyi daha geniş kapsamlı bir hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Unutmamalıyız ki müzeler hepimizin kültürel mirasıdır. Onları yaşatmak, geleceğimizi şekillendirmek anlamına gelir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur.

Fotoğraflar
Videolar
Yazar Profili
Osman Katmerci
Osman Katmerci

15 İçerik

2016 yılında Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde haber editörlüğü yaptı. Gazetecilik mesleğini, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanlığı’nda sürdürmektedir.

Yazar Profil Sayfası