“Yüzleşme Bahçesi: Sessizlik Ve Dönüşüm Üzerine” sergisi: Zehra Güzel Susem ve Gözde Uskur ile sergi hakkında
“Yüzleşme Bahçesi: Sessizlik Ve Dönüşüm Üzerine ” sergisi, Zehra Güzel Susem ve Gözde Uskur’un sanatsal yolculuklarını buluşturuyor. İki sanatçının İzmir’deki ilk ortak sergileri, Turgut Pura Vakfı Resim ve Heykel Galerisi’nde 10 Ocak’ta izleyiciye kapılarını açtı.
Güzel’in Yüzleşme Koridoru adını verdiği serisinden esinlenerek başlayan proje fikri, Uskur’un sadelik esintileriyle zenginleşiyor. Güzel’in çarpıcı portreleri ve Uskur’un hayali coğrafyaları izleyiciyi içsel bir yolculuğa davet ediyor. Bu yolculuk; doğa ve insanın iç içe geçtiği, sessizlik ve dönüşümle harmanlanmış bir içsel yüzleşme deneyimi sunuyor.

Turgut Pura Vakfı Resim ve Heykel Galerisi
Sanatçı ve eğitimci Zehra Güzel Susem, Şanlıurfa doğumlu olup yaşamını İzmir'de sürdürmektedir. Henüz çocuk yaşlarında sanata karşı duyduğu ilgi ile fark edilen Güzel, 3 yaşından itibaren resim yapmaya başlamış ve bu yeteneğini aldığı kapsamlı eğitimlerle geliştirmiştir. Güzel Sanatlar Lisesinden mezun olduktan sonra Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamış, alanı ile ilgili birçok etkinliğe katılım sağlamıştır. Sanat pratiğinde insan, toplum ve kültür ekseninde yüzleşme temalarını merkeze alan Güzel, eserlerinde sıklıkla içsel yolculuk ve duygusal derinlik gibi konuları işliyor. Felsefeye duyduğu ilgi, hem sanatsal hem de pedagojik yaklaşımlarını şekillendirirken, ‘‘Sanat, bireyin kendisiyle yüzleşmesi ve toplumla bağ kurması için güçlü bir araçtır’’ ifadelerine yer veriyor. Güzel, bu anlayışla hem bireysel hem de toplumsal farkındalık projelerine öncülük etmeye devam ediyor.
Görsel anlatı ve görsel hikâyeciliğe duyduğu merakla çalışmalarına devam eden Gözde Uskur, ‘‘Okul zamanlarında küçük çizimler yapıyordum günlüklerime. O dönemde ayrıca grafik bölümüne gidip biraz daha görsel anlatı, görsel hikâyeciliğin başka yönleri üzerine de merakla öğrenmeye çalışıyordum. Ardından 2017-2018 sonrası biraz daha boya kullanarak bu çizimleri genişletmeye başladım. Ne tür çizimlerin beni daha çok etkilediğine karar verdim. Hem yetişkin hem de çocuklara yönelik olan resimli hikâye kitapları ve illüstrasyon dünyasına daha yakın hissettim kendimi. Üretimlerim biraz da bu çerçevede devam etti. Çalışmalarım manzaralar, günlük yaşam, sakinlik, basitlik, sadelik üzerinden ilerliyor. Belli paletler var sıklıkla kullandığım; lavanta mavisi, pembenin bazı tonları gibi... Tekrar eden kadraj şekilleri var; kadrajın kenarından çıkan bitkiler ve ortaya doğru derinlik kazanan manzaralar… Sonuçta sinema zaten bir görsel hikâye anlatma sanatı. Resim yapmaya başladığımda belki sinema eğitiminden gelen kompozisyon becerisini buraya aktarabildiğimi fark ettim.’’ açıklamalarına yer veriyor.

Gözde Uskur ve Zehra Güzel Susem
Anadolu Kültür tarafından İstanbul-Diyarbakır merkezli yürütülen bir kültürel ve sanatsal üretim programı olan Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK ile yolları kesişen Zehra Susem Güzel ve Gözde Uskur’un çalışmaları Turgut Pura Vakfı Resim ve Heykel Galerisi’nde sergileniyor. Ortak bir projede yolları kesişen Zehra Susem Güzel ve Gözde Uskur 10 yıl sonra ''Yüzleşme Bahçesi: Sessizlik ve Dönüşüm Üzerine'' başlıklı sergi projesi ile tekrar bir araya geldiler. Sergi, içsel keşfin yollarını arayan herkese açık bir davet niteliği taşıyor.
Zehra Güzel Susem: Gözde'nin resimlerini, çalışmalarını en başından bu tarafa çok beğeniyordum. Gözde için de metin ve görselin birlikteliği önemli bir noktada bulunuyor. Birlikte bir şey yapabiliriz hissiyatı verdi bana Gözde’nin çalışmaları. Gözde'ye böyle bir teklifte bulundum ve süreç başladı. Yaklaşık altı ayda çalışmalarımızı tamamladık. Resimler, metinler, konuşmalar...
Gözde Uskur: Bir video ve fotoğraf projesinin katılımcılarıydık ve bir yıla yakın birlikte çalıştık. Bak Projesi, Anadolu Kültür’ün yürüttüğü bir proje. Ben o dönemde o kadar yoğun bir şekilde resim yapmıyordum ve resme ilgim olduğundan da aslında bir haberdim. Zehra resim üreten birisiydi. Şehir hikâyelerini içeren fotoğraf ve video projeleri üzerinde çalıştık. Yıllar sonra yeniden bir araya geldik ve ben tabii 2018’den beri yoğunluklu olarak resim yapmaya başlamıştım ve oturduğumuz ilk an ortak bir sergi yapmaya karar verdik. Proje böyle gelişti. Bizim çalışmalarımızı burada sergilemek konusunda son derece açık ve destekleyici davrandı Turgut Pura Vakfı.

Deniz Manzaralarından Hikayeler, Gözde Uskur
Hazırlık aşaması ve çalışmalar nasıl gelişti?
Zehra Güzel Susem: Daha önce ortak bir projede birlikte çalışmış olmamız, hazırlık sürecini oldukça kolaylaştırdı. Beş yıldır İzmir’de yaşıyorum ve üç yaşında bir kızım var. Bu yüzden son üç yıldır yalnızca evde resim yapıyorum ve sergileri kızımla birlikte geziyoruz. Bir sergi sırasında, Turgut Pura Vakfı Resim ve Heykel Galerisi ile tanıştım. Galerinin eğitmenleri ve yöneticileri, samimi ve destekleyici tavırları burada bizi rahat hissettirdi. Mekânın hem atmosferini hem de burada çalışan kişilerin profesyonelliğini çok beğendim. Ayrıca, burada sunulan resim, heykel ve seramik kursları da sanata olan katkılar açısından çok değerli.

Yüzleşme Koridor Serisi - Karganın Gölgesi, Zehra Güzel Susem
Eserleri yerleştirme aşamasında özellikle dikkat ettiğiniz bir nokta oldu mu?
Gözde Uskur: Ufak bir alan, eserleri yerleştirirken kalabalık bir görüntü vermek istemedik. Bu bir resim sergisi. Yani çok soyut anlatımlar içermeyen türden bir resim sergisi. Ziyaret edenlerin birçoğu renk, figür ve imgeler açısından dolu bir sergi gezmiş olmanın onlara iyi geldiğini paylaştılar.
Sergide sanatçı kitabı ve eskiz defterleri de yer alıyor. Bu çalışmalarda vurgulanan esas şey nedir sizce?
Gözde Uskur: Sıradanlık sanırım. Günlük hayatta hali hazırda gördüğümüz, her gün karşılaştığımız imgeler bunlar. Belki onların içerisindeki daha renkli, daha oyunsu, daha bizimle konuşan tarafa bakma arzusu... Aynı gördüğümüz şeyler biz üzerine düşündükçe, anladıkça, hayal kurdukça farklılıklarını da ortaya koyuyorlar. Sanırım burada günlük yaşamın kendiliğinden şiirsel oluşuna ve bize her gün sunduğu küçük etkilere kendimizi açma çabası ön planda… Jim Jarmusch yönetmenliğinde Paterson filmindeki gibi. Bir otobüs şoförünün günlük yaşamın küçük etkileriyle zenginleşen şairliğini anlatır bu film. Uykudan Kaçanlar’da da sokakta karşılaştığım insanlar, hayvanlar ve onlarla girdiğim gerçek üstü diyaloglar yer alıyor. Bunda senaryo yazarlığı eğitiminin etkisi var. Günlük yaşamda karşılaştığım insanlara birer karakter gibi bakmaya beni teşvik eden bir arka plan bu. Sergi çerçevesinde özellikle belli bir hikâyeye odaklanan işleri koymadık. Zehra'nın önceden metinlerle buluşturduğu portreleri yer aldı. Belki bunları çeşitlendirebilen de benim manzaralarım, hayvan ve insan karakterlerim onunkilere nazaran daha renkli çalışmalarım olabilir diye düşünerek sadece metne ve hikâyeye odaklanmaktan biraz çıkartmak istedik sergiyi.

Uykudan Kaçanlar, Gözde Uskur
Zehra Güzel Susem: İmroz’dan Andrula, bizlere çocukluğunun en özel anlarını ve doğanın ona kazandırdığı izleri anlattı. O anlar, İmroz’un doğasını bir çocuğun hayal gücünde masalsı bir imgede canlandırıyordu. Ben de, onun anlattıkları ile derinleşerek, Andrula ’nın çocukluğundan geriye kalan İmroz’u, kalemimle yeniden şekillendirdim; hayallerindeki o özel dünyayı çizdim. Ardından yaptığımız derinlemesine görüşmelerle belgeselimiz şekillendi ve tamamlandı; her bir kelime, her bir anı, o özel dünyayı en içten şekilde yansıtan birer iz olarak son halini aldı. Bu resimleri Andrula’ya hediye ettim, o da Gökçeada'da bulunan kafesinde, yaklaşık 8 yıldır sergileyerek her ziyaretçisine kendi hikayesini bu resimler üzerinden anlatıyor. Her biri, zamanla dokunan bir anı gibi, onun geçmişini ve İmroz’la olan bağını ziyaretçilere aktarıyor.

İmroz, Zehra Güzel Susem
Gözde Uskur, Dokuz Eylül Üniversitesi Film Tasarımı ve Yazarlık bölümünde eğitim aldı. Deneysel kısa film ve video sanatı alanında çalışmalar üretti. Çalışmaları 2018 yılı ve sonrasında yoğunluklu olarak resim, illüstrasyon, kitap ve hikâye tasarımına odaklanmaktadır. Metin ve görsel ilişkisinin deneysellik, oyun ve lirik anlatım üzerinden ifade bulduğu çok disiplinli çalışmalar üretmektedir. 2018-2020 yılları arasında aynı üniversitede Sanat ve Tasarım bölümünde yüksek lisans eğitimi aldı. Bir süredir e-dergi Mikroscope’un kapak tasarımlarını yapmakta ve dergide öykü, deneme ve inceleme yazıları yayımlanmaktadır. Gözde Uskur bağımsız bir illüstratör ve sanatçı olarak yaşamını sürdürüyor; çeşitli kurumlarda sanat ve görsel hikaye tasarımı üzerine eğitim çalışmaları yürütüyor.
Zehra Güzel Susem, 2016 yılında yönettiği “İmroz” adlı belgesel, Gökçeada’nın kültürel dokusunu ve tarihi mirasını ele alarak izleyicilerden büyük beğeni toplamıştır. Aynı yıl, ‘‘Motiflerin Kardeşliği - Geleceğin Ustaları’’ projesinde proje koordinatörlüğü yapmış, Suriyeli ve Türkiyeli gençler arasında sosyal uyumu ve birlikte yaşama kültürünü destekleyen çalışmalar yürütmüştür. Toplumsal İnisiyatifi Oluşturma Derneği (TİOD) Başkan Yardımcılığı görevinde, toplumsal değişim ve kültürel mirasın korunması amacıyla birçok projeyi hayata geçirmiştir. Zehra Güzel Susem, 2017-2023 yılları arasında sosyal uyum, kültürel farkındalık ve toplumsal etkileşim odaklı çalışmalara medya ekseninde nefret söylemine karşı düzenlemiş oldukları projede görünürlük alanında aktif roller üstlenmiştir. Görsel sanatlar öğretmeni olarak Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Şanlıurfa Milli Eğitim Müdürlüğü ve özel eğitim kurumlarında görev yapmış, aynı zamanda kendi atölyesi Atölye D’de üretimlerine devam etmiştir. Burada çocuklara ve yetişkinlere yönelik sanat eğitimleri vermiş, yaratıcılıklarını keşfetmeleri için onlara rehberlik etmiştir. Şanlıurfa E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu ve hükümlülere yönelik sanat eğitimi projelerinde yer almış, Barutçu Hanı’ndaki kadın destek projelerinde aktif rol almıştır. Güzel, yaptığı toplumsal farkındalık projeleri ile sanat ve toplumsal etkileşim alanındaki katkılarını, sanat yoluyla bireylerin kendilerini ifade etmelerine ve toplumsal bağların güçlenmesine öncülük etmeyi amaçlamaktadır.
*“Yüzleşme Bahçesi: Sessizlik Ve Dönüşüm Üzerine” sergisi 30 Ocak 2025 tarihine kadar Turgut Pura Vakfı Resim ve Heykel Galerisi'nde ziyarete açık olacak.